"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

İkinci kez İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği başkanı seçilen Sayın Serdar Keskin ile ropartaj ...

Görüntülenme: 362
Tarih: 24.08.2017 15:53:12

 

 

İkinci kez İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği başkanı seçilen Sayın Serdar Keskin ile Gümrük Müşavirliği mesleğini, ihracatta e-fatura, OKSB ve mesleğe dair birçok konuyu sizler için görüştük.

 

 

 

 

-Sayın Başkan, geçtiğimiz günlerde bildiğiniz gibi e-faturanın ihracatta kullanılması ile ilgili yeni bir döneme girildi, her yeni döneme geçişte olduğu gibi bazı aksaklıklar oldu. Size sorum şu şekilde olacak; Sizce, bu değişmeler ve geçişlerin nasıl olabileceği, bu geçişlerin ne gibi negatif etkiler yaratacağı konusunda sahadan yeterince görüş alınıyor mu, tabi burada sahadan kastımız, Gümrük Müşavirleri. Bu konuyu siz nasıl değerlendirirsiniz?



İhracatta e-fatura uzatılmıştı. TİM geçen sene müracaat etmişti Sayın Bakan uzatmıştı. Burada iki önemli husus var. Bu sorunda birinci husus ‘TİM yine müracaat etti yine uzatılacak’ diye son dakikaya kadar herkes bekledi. İkinci husus ise Bakanlığımız 1 Temmuz Cumartesi gününden önce son gün saat 15:00-15:30’da genelgeyi çıkarttı. Biz Dernek olarak özellikle Bakanlık yetkilileri ile çok istişare ettik. Kendilerine tatbikattan gelen tecrübemiz ile şöyle olursa daha iyi olur böyle olursa daha iyi olur şeklinde ilettiğimiz hususlar vardır. En önemlisi şuydu; yumuşak bir geçiş olsun, zorunlu olmasın ihtiyari olsun dedik. Neticede ihracat lokomotif ve durmaması gerekiyor. Bu hususu da genelgeye derc ettiler. Dinlemiyor değiller, dinliyorlar. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na haksızlık etmeyelim devrede Maliye Bakanlığı da var. İhracatta e-faturanın esas patron Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı uygulayıcı. Aslında her zaman fatura Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na çıkıyor. Ben her yerde söylüyorum Gümrük ve Ticaret Bakanlığı çıkan mevzuatları uygular. Gümrük bu konuda son noktadır. 2017/7 Sayılı Genelgede 8’inci maddeye bir ilave yapıldı. Herhangi bir arıza olursa kağıt fatura ile devam edilecek şeklinde. Bu da Vergi Usul Kanunu’nun ilgili amir hükmüne dayandırılarak,hukuki yönden zemini sağlanmış oldu. Ardından bir tasarruflu yazı geldi. Daha sonra da bilahare iki yazı daha geldi. An itibariyle ortada e-faturaya ilişkin bir sıkıntı kalmadı. Sadece TOBB ve ona bağlı Odaların sistemi görememesi gibi bir durum var. Göremedikleri için İstanbul Ticaret Odası tarafından A.TR tanziminde faturada menşei gözükmediğinden (e-fatura ruhuna aykırı) ilave ıslak imza ve kaşe aranıyor. İstanbul Ticaret Odasında mecliste de bu hususu belirten bir konuşma yaptım. Sayın Başkan İbrahim Çağlar’ın haberi yoktu, haberi olsun diye özellikle söyledim. Sanırım TOBB devreye girdi hem Gümrük ve Ticaret Bakanlığı hem de Maliye Bakanlığı ile beraber bir çalışma yapacaklaraçıklanmasını önümüzde ki günlerde bekliyoruz.

 

 

 

 

İstanbul’da bu husus da yapılan bir panele iştirak ettim. Şunu gördüm Maliye Bakanlığı yetkilileri, bedelsiz ihracatta faturaya kıymet koymayın sıfır olsun dediler. Maliye Bakanlığı’nın kıymet konusuna girmemesi gerekir. İhracatın bedelsiz olması ayrı bir konu, kıymet konusu apayrı bir konu. Kıymetin sıfır olması mümkün değil. Bu hususa da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yetkilisi gerekli cevapları verdiler. Aynı toplantıda CIF Teslim Şeklinde Maliye, kalem kalem yedirin diyor. Öyle bir şey yapılamaz. Uluslararası çapta firmalarımız var tek tip fatura düzenliyorlar. Çok sancılı bir süreç olmadı, bundan sonra da olmaz diye düşünüyorum.

 

 

 

 

-İGMD’nin yönetim kurulunun seçildiğinden beri Ankara temposu oldukça yüksek. Bu yüzden tebrik ederiz. Yoğun tempo gündemlerinden biride Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu çalışmaları. Bu konuda neler aktarmak istersiniz ?



Bilindiğiniz gibi 18 kişiden oluşan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu kuruldu. Ben de Bakanlığımızın yazılı talimatıyla Beş Derneği temsilen bu kurulda görev yapıyorum. Camiam adına bu kurulda bulunmak benim içim şereftir, onurdur. Kurul bir kere toplandı. Kurulun eş başkanlığını Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın Cenap Aşçı ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Sayın İbrahim Şenel tarafından yönetiliyor. Bunun alt komiteleri kuruldu ve biz tekrar Eylül’de kurul olarak toplanacağız. Alt komiteler çalışmaya başladı, konuları belirliyorlar. Bunun sekretaryasını Bakanlığımızın AB Genel Müdürlüğü yapıyor. Bu minvalde Bizim Arkadaşlarımız toplantılara katılıyor. Bu hususta yönetimde iş bölümü yaptık. Sayın Mustafa Sezen ve Sayın Turgay Özeren arkadaşlarımız birlikte iki toplantıya katıldılar. Daha sonra Genel Sekreterimiz Sayın Ziya Akgün, Sayın Serdar Akar ve Sayın Umut Şedele üç hafta arka arkaya toplantıya gittiler.Bizim götürdüğümüz konular Bakanlığımız tarafından kabul gördü ve değerlendiriliyor. Biz ilk toplantıya giderken AB Genel Müdürlüğü, İGMD’den bir öneri bir istemişti. Biz de kendilerine,kağıt ortamında ki teminat mektuplarının elektronik ortama geçirilmesi konusunu sunduk. Biz Tek Pencere Sistemi içerisinde, kağıt olmadan Bankalar Birliği ile bir konsorsiyum yapılsın dijital teminat mektubuna geçilsin ve sahtecilik ortadan kalksın diye önerdik. Ayrıca bu önerimiz gerçekleşirse Teminat Mektuplarının çözümlerinde de kolaylık olur. Saymanlığa gidecek kağıt Teminat Mektubu olmayacağından Gümrük Müdürlüğü’nün ilgili serviste bunun takibi daha kolay yapılır. Böylece saymanlık müdürlüğü devre dışı kalabilir. Teminat Mektubunun çözümü de tamamen Gümrük Müdürlüklerinde sonlandırılmış olur. Bu teklifimiz ilgi gördü, benimsendi, gündeme alındı. Bunun dışında başka maddeler de var. Arkadaşlarımız bu konuda çalışıyor. Önerdiğimiz konular memnuniyetle karşılanıyor. Bakanlık her şeyi bilmek zorunda değil. Tatbikatçılara sormakta her zaman fayda var. Bakanımız, Bakan Yardımcımız ve Müsteşarımız hem Bakanlık bürokratlarımız hem de Bölge Müdürlerimizle diyaloğumuz iyi ilişkilerimiz vardır. Bizim yönetimimizin en önemli düsturu diplomasinin bittiği yerde tekrar diplomasinin başlamasıdır. İGMD olarak Edirne, Tekirdağ, İstanbul ve Kocaeli olmak üzere dört bölgeden sorumluyuz ve benim meslektaşlarım dört bölgede 450 km içerisinde hizmet vermekteler.

 

 

 

 

-Erenköy Gümrük Müdürlüğü’nde Dolaylı Temsilci Sıfatıyla ile iş takip eden Gümrük Müşavirliği firmalarına yer tahsis edilmesini talep ettiniz ancak bu talep olumlu karşılanmadı. Erenköy Gümrük Müdürlüğü sahasına kuşbakışı bakıldığında çok büyük bir alan var. Orada bir yer bulanamaz mı?



Erenköy’ün tarihçesini bilen bir kişiyim. İstanbul Giriş Gümrük Müdürlüğü’nü Eylül 1988’de kapattık Erenköy Giriş Gümrük Müdürlüğü’nü açtık. Açtığımız yıl ilk kışta, yağmurda tavan akmaya başladı, 1999 depreminde de zarar gördü. Şu anki bina Tasiş İşletmesinin Müdürlüğüydü, fiziki olarak orası şuan da Gümrük Müdürlüğü’ne uygun değil. Başkan Vekili iken Bakanlığa, tek kat çelik konstrüksiyon kaçak eşya ambarı için, Gümrüğün oraya geçmesini önermiştik. Bazı yabancı şirketlerde örnekleri var, 500 kişi tek katta çalışabiliyor. Ancak bu kabul görmedi. Şu anki çalışılan yer memurlar için uygun değil ve dağınık bir yapısı var, ithalat başka yerde ihracat başka yerde. İki arkadaşımız içeride sıraya girse dönemiyor. Dışarıda fiili, fiziki durum açısından kışın yağmurda benim arkadaşlarımın barınacağı yer yok. Sadece beyanname yazılan salon var ve bir de çayhane. Yasal duruma gelince, burası hazinenindi (Milli Emlak’ın, Maliye Bakanlığı’nın). Tasiş orada kiracı. Benim tahminim 2-3 yıl içinde Gümrük buradan gider. Karşısına Avm’ler, oteller yapıldı ve çok değerli bir arazi. Gümrük Müdürlüğü için önce Orhanlı diye duymuştuk şimdi de Akfırat diye duyuyoruz çok uzak ama aynı uzaklık yarın öbür gün bizi üçüncü havalimanında da bekleyecek. Yeşilköy kalkacak ve üçüncü havalimanına gidilecek. Bina olarak daha basit bir şey yapılsın istedik. Tasiş, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı para kazanan bir kurum. Ben özellikle Bölge Müdürlüğü’ne yazdım. Tasiş’e yazsam Tasiş Bölge Müdürlüğü’ne yazacak. Tasiş’in Müdürü de İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü’ne bağlı. Gümrük belki 2-3 yılı sonra kalkacak ama bu sürede Arkadaşlarımız açıkta mı kalsınlar. Meslektaşlarımızı fiziki dış etkenlerden koruyan daha basit barakamsı bir yapı yapılabilir. Çünkü biz orada ticaret yapmayacağız. Bunun takipçisi olacağız.

 

 

 

 

-UND Başkanı Sayın Çetin Nuhoğlu’nun ‘Gümrükler 10 Yıl Sonra Kalkacak’ söylemi hakkında, bir şey söylemek ister misiniz?



Biz bütün, bizim mesleğimizle paydaş olan diğer meslekler için de gittiğim toplantılar da hep şunu söylüyorum. Herkese saygılıyız ama bize saygılı olunduğu müddetçe. Benim mesleğime, meslektaşlarıma kim saygısızlık ederse karşısında beni bulur. Bazı kesimler diyor ki ‘Gümrük Müşavirleri ya da Gümrük Müşavir Yardımcıları ne iş yapıyorsunuz?'. Fazla değil, bir Cuma günü öğleden sonra Gümrüklere girmezsek ne iş yaptığımızı tüm Türkiye anlar. Dolayısıyla ihracatta biz işimizi bitirdiğimiz vakit nakliyeciler göreve başlıyorlar. Böyle on yıl sonra Gümrükler bitecek demekle Gümrükler bitmez. Daha çok yeni örnek, geçtiğimiz günlerde Mersin’de 122 kilo kokain ele geçirildi. Türkiye’nin coğrafi konumu belli. Cilvegözü Sınır Kapısı geçici olarak kapatıldı ve ne kadar kapalı kalacağı da belli değil. Neden? Suriye tarafındaki kapı terör örgütünün elinde. Neticede kapı kapalıyken taşımacı arkadaşlar oradan geçemez. Bizim komşularımız ne Almanya ne Fransa ne de İtalya.

 

 

 

 

ABD Başkanı yemin ederken bir elini kalbine bir elini kendi kutsal kitabına koyuyor ve önce ülkem diyor. Biz de o zaman önce ülkemiz diyeceğiz. Kimsenin kazancında gözümüz yok. Hava Yolu acentası geliyor konşimentonun üzerine bir sticker yapıştırıp gidiyor. Ordino diye bir şey kalmadı. Ordino parası adı altında konşimentoya sticker yapıştırılıyor ‘iki kap şu kilo yazıyor ver 250 lira’ diyor. Bunu değerlendirmesini iş alemine bırakıyoruz. Kimsenin ekmeğinde gözümüz yok kimsenin de bizim ekmeğimizde gözü olmasın.

 

 

 

 

-Renkli bir kişiliğiniz var. Hayatınızda spor var, müzik var, cemiyet hayatı var. Bunlar Gümrük Müşavirliği ile birleşince çok farklı bir motif çıkıyor ortaya. Müzisyen yönünüz, O Ses Türkiye’ye katılmanız bazı arkadaşlar tarafından olumsuz yönde eleştirildi. Bu konu hakkında bir şey söylemek ister misiniz?



Böyle bir imkan yakalamışken bunu söylemek isterim. Batıda, bir kişi en az üç dört cemiyet ve kulübe üyedir. Bundan korkmamak lazım. Her insanın hobisi vardır yeteneği vardır. Neye yeteneğin varsa spor, müzik, kitap neden zevk alıyorsanız bununla ilgili bir yerlere girmelisiniz. Zamanında İstanbul’da Türk Müziği ile ilgili tek konservatuar vardı. 1972-73 yılında Beşiktaş Belediye Konservatuarına gittim. Askere gidince bıraktım. 1976‘da hem gümrüğe başladım hem de Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde gittim. Üç ayda üç sınıf atlayarak Emin Ongan hocamızın sınıfına giren ender talebelerden birisiydim. Ses bizim ailede anneannemden anneme, annemden bana, benden kızıma genetik bir mirastır.

 

 

 

 

20 yıllık voleybol hayatım var. Bunun 11 yılı Beşiktaş’ta kaptan olarak geçti daha sonra İstanbul Teknik Üniversite’nde, İtfaiyede, İETT’de oynadım ve daha sonra spor kariyerimi Beşiktaş’ta noktaladım. 3 dönem Sayın Yalçın KARADENİZ ile birlikte Beşiktaş’ın divan kurulunu yönettik. 2 dönemde Türkiye Voleybol Federasyonu’nda yönetim kurulu üyeliği yaptım.

 

 

 

 

Spor ve müzik evrenseldir insanları birbirine yaklaştırır. Ben Mevzuatı takip eden bir meslek icra ediyorum. Yaşayan mevzuata bağlı bir iş yapıyorsak bunu takip etmek zorundayız. Bizim meslekte ve sanatta hiçbir zaman ben oldum dememek lazım. Aslında ben oldum demek, ben öldüm demektir.

 

 

 

 

O Ses Türkiye’ye katılmam spontane oldu. Öykü’yü (kızımı) yarışmaya götürmüştük. Öykü’yü dinlemişler beğenmişler. Öykü de benim babamın da sesi çok güzeldir deyince Serdar Bey siz de buyurun dediler. Ben de içeri girdim. Medeni cesaret gösterdim ve mesleğimi de orada iyi temsil ettiğime inanıyorum. Ait olduğum yerleri söyledim. Herkesin fikrine saygılıyım, eleştiriler olacaktır ama yapıcı eleştiriler olmasını yeğlerim.. Önemli olan hakaret olmasın ve mümkünse eleştirinin içinde , öneri de olursa daha şık olur.

Ocak ayında Bakanlığımızla ve Beş Dernek yönetimiyle birlikte Kızılcahamam’da çalıştay yaptık. Müsteşar Yardımcımız Sayın Remzi Akçin başkanlığında bütün Genel Müdürler, Daire Başkanları, Bakanlığımız’dan 50 kişi katılmıştı. Çok kalabalık bir katılım olmuştu. Ben Beş Dernek Başkanı adına toplantıyı açacakken bana bir sürprizimiz var dediler. O kapalı salonda iki tane büyük yansıda O Ses Türkiye Serdar KESKİN, müzik devreye girdi. Doğrusu Bakanlığımızdan böyle bir jest beklemiyordum ve doğrusu çok duygulandım. O Ses Türkiye’nin gücünün bu kadar olduğunu da bilmiyordum. Ummadığım kişilerden çok pozitif dönüş aldım. Ne yaparsanız yap herkesi memnun edemezsiniz. Bir iki farklı eleştiri geldi gelmedi değil ama bir yerde çoğunluk sizi taktir ediyorsa yaptığınız iş doğrudur demektir. Ben buna bakarım. Arama motorunda O Ses Türkiye Serdar Keskin yazarsanız beni bedava dinleyebilirsiniz :)

 

 

 

 

-Gümrük Müşavir Yardımcıları ve Stajyerleri Derneği ve Gümrük Müşavir Yardımcılarının, Gümrük Müşavirleri ile aynı sandıkta oy kullanmak istemeleri hakkında neler söylemek istersiniz ?



Geçmişte Müşavir Yardımcısı arkadaşlarda bir hassasiyet oluştu, dernek kurma ihtiyacı hissetiler. Diğer bir husus mülga 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nda Türk Ticaret Kanunu’na atıfta bulunarak hiç karnesi olmayan arkadaşlar da dahil şirket ortağı olabiliyordu. Ancak 1999’da 4458 Kanunla bu kaldırıldı ve Şubat 2000’de yürürlüğe girdi. Gümrük Müşavir Yardımcılarına dair ortaklık şartı kaldırıldı ancak bir yıl, bir yıl sürekli uzatıldı. Uzun yıllar yardımcı karneli şirket sahibi ve şirket ortağı olan arkadaşlarımız vardı.Hemen aklıma gelen ilk örneklerden en eskilerinden biri eski milli futbolcumuz Candemir Berkman abimizdir. 55-60 yıl şirketi vardı. Sonra kendi şirketinde müdür oldu. Bu da bir haksızlıktı tabi 2005 yılında bir anda her yıl uzatılan süre uzatılmadı. Ortaklar kendi şirketinde müdür oldu. O günkü koşullarda Gümrük Müşavir Yardımcıları ve Stajyerleri Derneği kurmak belki doğruydu. Bana sorarsanız bugün buna gerek yok derim. Zaten legal olarak Bakanlık 5 derneği tanıyor. Neden? Çünkü mülga 1615 sayılı Gümrük Kanunu’ndan gelen hakkımız bu. (Eski kanundan gelen bir hakla 1972 yılından.) İsteyen herkes Dernekler Kanuna tabi olarak dernek kurabilir ama Bakanlık sizi tanımaz. İzmit’te de arkadaşlar dernek kurmak istediler, Bakanlığa müracaat ettiler, Bakanlık red cevabı verdi. Onay verilse bu işin sonu olmaz. Meslekte parçalanmalar olur. Gerek yok, zaten herkes bu derneklerin üyesi. Yasal olarak bu işi yapacaksanız üye olmak durumundasınız.

 

 

 

 

Tek sandığa gelince Gümrük Müşaviri olan arkadaşlar Gümrük Müşavir Yardımcısı arkadaşlar bizi kamuda temsil ediyor, bizim yanımızda çalışıyor diyerek bu şekilde devam edilmesinden yana bir eğilim içerisindeler. Yardımcılarla en çok iç içe çalışan insanlardan biri belki de benim. Tamtamına 26-27 yıl çalıştım. Yani onların karda yağmurda bire bir neler çektiğini yaşayan bilen bir insanım. Yardımcılar için ben elimden geleni yapmışımdır. Bir Oda yasası taslağı yapılmıştı. Başlangıçta yoktu ama daha sonra yardımcı arkadaşların da Oda da temsil edilmesi kararını Bakanlığımız ile birlikte aldık. Bugün Dernek yönetiminde belli bir oranda olduğu gibi. Muhakkak Gümrük Müşavir Yardımcısı arkadaşların temsilci ve üye olmasını istedik. 2008 Kanun çalışmalarında 5 Dernek adına o günkü meclis çalışmalarında Gümrük Müşavir Yardımcılarının ortaklığını biz sağladık diyebilirim. Gümrük Müşavir Yardımcıları hali hazırda kendi şirketlerine ortak olabiliyorlar. Bu da bizce Gümrük Müşavir Yardımcıları için en önemli hizmettir. Aynı zamanda 5 Dernek olarak buna taslak kanun çalışmalarında da yer verdik.

 

 

 

 

-Gümrük Müşavirleri Derneği bir gün oda olacak mı?



Benim kalbim attığı sürece umut vardır. Bizim kitabımda pes etmek yok. Yeminli Mali Müşavirleri incelerseniz kırk seneden fazla uğraştıklarını görürsünüz. Ve çok kuvvetli lobileri var. Benim gördüğüm uzun yıllardır genelde Meclisin en önemli komisyonu plan bütçe komisyonudur ve bu komisyon maliye kökenli kişilerden oluşur. Biz Gümrük Müşavir ve Müşavir Yardımcıları milletvekili dahi maalesef çıkartamıyoruz, bırakın komisyonlara hakim olmayı. Bizler bu durumu ikili ilişkilerimizle çözmeye çabalıyoruz. Buna rağmen oda işinde çok mesafe kat ettik. Önümüzdeki en önemli engel TOBB deniyor. Gümrükçüler, Oda olursa arkadan başka derneklerde oda olmak ister gibi TOBB’da böyle bir eğilim var. Oysa Türk Ticaret Kanunu’na göre hepimizin şirketi var biz Ticaret Odalarına yine aidatlarımız ödeyeceğiz burada onların bir maddi kaybı olmaz. Bağımsız oda olmak istiyoruz. TOBB bünyesinde olma önerisi de sunuldu bize. Bizim patronumuz Gümrük ve Ticaret Bakanlığı o zaman iki patronumuz olacak, hem bakanlık hem TOBB olacak. Öyle bir durumda ben TOBB’dan izin almadan sizinle bu söyleşiyi bile yapamam. Bizim mesleğimiz çok dinamik bir meslek. Bir mevzuat çıktığında biz inceliyoruz meslektaşlarımızdan öneriler, incelemeler geliyor ve hemen ilgili Bakanlığa, ilgili kuruma yazıyoruz. Ben İTO’da meclis üyesiyim. İTO’nun Sayın Başkanı ve yönetimi bize çok anlayışlılar ama orada hantal bir yapı var. 25 No’lu Gümrük Müşavirleri Komitesinde, biz bir karar alıyoruz bizden sonra Yönetim Kuruluna gidiyor. Bugüne kadar bütün kararlarımız Yönetim Kurulu tarafından karara bağlanmıştır, geri dönen bir kararımız yoktur. İlgili bakanlığa yazılıyor bir tek Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na yazılmıyor. TOBB önce kendisine gelmesini istiyor. TOBB’a yazılıyor. TOBB’a gidince çok uzun süre bazen altı ay bir sene kalıyor o zamana kadar da Mevzuat güncelliğini yitiriyor. Her zaman bizim Dernek o açıdan daha önde. Daha çabuk hareket edebiliyoruz.

Halen yürürlükte olan Gümrük Kanunumuzun Geçici 6’ncı maddesinde de Gümrük Müşavirleri Derneği yer alıyor. Ben bunu hep söylüyorum geçici madde 18 senedir yürürlükte artık kalıcı madde oldu. Bu ayıp, bizim ayıbımız değildir. Biz şunu kabul etmek de istemiyorum. TOBB karşı çıkıyor Oda olamıyoruz demek istemiyoruz. Şimdi Adalet ve Kalkınma Parti 15 yıldır iktidarda, Sayın Ertuğrul Günay Kültür ve Turizm Bakanı’ydı ve Turizm Rehberlerini Oda yaptı. Rıfat Bey de o dönem TOBB Başkanıydı. Yani ben inanıyorum ki Sayın Bakanımız isterse bizi Oda yapar. Gönlümüz bağımsız bir Oda olmayı çok arzu ediyor. En son gelinen noktada bir Dernek Oda olacak diğer dört Dernek şube olacak şeklindeydi. Bu geçen sene Sayın Bakan Yardımcımızın başkanlığını yaptığı toplantıda gündeme geldi. Bir torba yasa vardı. O torba yasada dernekleri ve asgari ücreti kanundan çıkartıyorlardı. Ya Dernekler kalsın ya Asgari Ücret kalsın dediler,biz her ikisinden de vazgeçmeyeceğimizi, derneklerin 1615 sayılı Gümrük Kanunundan gelen bir hak olduğunu toplantıda belirttik. Daha sonra her ikisi de kabul gördü yani hem dernekler kaldı hem asgari ücret kaldı, bildiğiniz gibi. Yeni yönetim olarak seçildiğimizde Sayın Bakan özel kalemi vasıtasıyla bizleri çağırdı. Bizde makamına gittik. Bakan Beye bu konuyu açtık, önümüzdeki günlerde bu konunun takipçisi olacağımızı ifade ettik. Yukarıda da ifade ettiğim gibi en son bu modele geldik. Bize bu model teklif edildiğinde ben kararın diğer Dernek Başkanlarının onayına bıraktım. Diğer Başkanlar bunu kabul etti.

 

 

 

 

-15 Ağustos 2017’de yürürlüğe girmesi beklenen ancak, yoğunluk sebebiyle 15.09.2017 tarihine ertelenen ‘OKS’de A ve B sınıfının kaldırılması’ konusuyla ilgili neler söylemek istersiniz?



15.08.2017’de OKS süresi doluyordu. 15.08.2017’den önce başvuru yapanlar var, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölgesi’nde de çok yoğunluk olduğundan Bakanlığımız bu konuda 15 Eylüle kadar bir ay süre bir süre verdi. Sadece İstanbul’da OKS işlemi yaptırmak için müracaat eden yüzlerce firma; İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün personel takviyesi yapmasına rağmen yoğunluk yaşandı. Burada en önemli husus şudur. OKS’deki A, B kalktığı için ithalatta mavi hat da kalkıyor. Dolayısıyla Mavi Hat ‘ta ki binlerce beyanname nereye gidecek. Tabiiki Sarı Hat’ta ve Kırmızı Hat’ta gidecek. Bu durum da Gümrükleri tıkayacak, yoğunluk oluşturacak. En büyük sıkıntı bu olacak. Bir Muayene Memuru düşünün. İş hacmi yoğun olan bir Gümrükte çalışıyorsa günde 40 - 50 adet beyanname incelerken bu sayı 70-80’e çıkacak. Onunda belli bir yere kadar Kapasitesi var. Şimdi 1400’denfazla OKS firması var. Şu ana kadar YYS olanlar 111 civarında. Bunların büyük bir bölümü nakliyeci veya Antrepocu. OKS firmaları kimler diye baktığımızda, bu firmaların Sanayici, imalatçı ve ihracatçı olduğunu görüyoruz. Biz ihracatın önünü açalım diyorsak,bu firmaların ithalatlarını da süratli yapmasıgerekiyor. Mavi Hat’tın devam etmesi lazım, bize göre. İsteyen YYS’ye geçsin isteyen OKS’den devam etsin. Çünkü bu firmalar sıradan firmalar değil. Milyon dolarlık ihracatlar yapan, Ülkeöizin göz bebeği firmalardır. Benim naçizane önerim yukarıda da belirttim YYS’ye geçmek isteyen geçsin, ithalatta Mavi hat OKS’de devam etsin. Aksi takdirde Gümrükler son derece sıkışacaktır. Sanayici, imalatçı ve ihracatçı olan bu firmalar ithal ettikleri ham maddeyi işleyerek ihracat yapmaktalar. Burada en çok sanayici, imalatçı, ihracatçı sıkıntı çeker. OKS’nin kaldırılması ihracatı da bu anlamda olumsuz etkileyebilir. İhracatta önemli atılımlar yapan Türkiye için hem OKS’nin hem de YYS’nin birlikte yürürlükte olması avantajlı olur. Aksama olursa Türkiye’nin zararına olur. Maliyetler artar. Bizim burada patronumuz her zaman dış ticaret erbabıdır. Biz buradan ekmek yiyoruz. Bir avukat hukukta neyse, dış ticaret de biz oyuz, onların vekiliyiz. Gümrük Kanuna göre vekil sıfatı ile iş takip ediyoruz. Benim üzerinde durduğum en önemli konu zorunlu değil ihtiyari olması gerektiğidir. Böyle olmasında da Türkiye’ye büyük fayda vardır. Şunu da söylemekte fayda görüyorum. YYS’de fabrikaya gidilecek diyorlar. Bu karar kara taşıması için geçerlidir, TIR için doğru, ancak gemi gelirse gemi fabrikaya mı yanaşacak veya uçak gelirse uçak fabrikaya mı inecek. Özet Mavi Hat’tın devam etmesini milli menfaat açısından büyük fayda görüleceğini mütalaa ediyorum.

 

 

 

 

-Sayın Başkan son olarak Gümrük Müşavirliği mesleğine yeni başlayanlar için neler tavsiye edersiniz ?

Tavsiye etmek haddime değil ama tecrübelerime dayanarak önerilerde bulunabilirim. Çünkü hayatta en önemli öğretmen tecrübedir. Mesleğe başladıklarında mesleği kendilerine öğreten kişileri hiçbir zaman unutmasınlar ve onlara gerekli saygıyı mutlaka göstersinler. Saygı göstersinler ki, kendileri de saygı görsünler. Zaten saygı ve sevgi bir arada yürür. Mesleklerini çok sevsinler. Hangi işi yaparsanız yapın o işi sevmezseniz başarılı olamazsınız. Bazen istemediğiniz bir işte çalışabilirsiniz ama o işte başarılı olamazsınız. Şimdi bugünkü koşullarda 1+2 istenirse 3 yılda Gümrük Müşaviri olunabilir. Bunun örnekleri de var. Ama bu yeterli değil sadece kitaptan okuyarak bu işi öğrenemezsiniz. Muhakkak nazariyat, teori, tatbikat bunların hepsinin bir arada gitmesi lazım bu işin okulu gümrükler, yazıhanelerdir. İyi okulda iyi hocaların elinde olursanız incelikleri öğrenirsin. Biraz bir şey öğrendikten sonra da ben oldum demesinler. Yukarıda da belirttiğim gibi ben oldum demek, ben öldüm demektir. Mütevazi olsunlar. Önümüzdeki yıllar meslek kabuk, şekil değiştirebilir ama meslek devam eder. Jeopolitik konumumuz bunu gösteriyor. Bir de bizim dışımızda bazı STK’lar Gümrüğü, vergi ve para akışı açısından Maliye Bakanlığı gibi görüyorlar. Oysaki Maliye Bakanlığı belli aylarda belli günlerde para tahsilatı yapar. Gümrükte ise her gün para tahsilatı var. Saymanlık müdürlükleri kanalıyla, Ankara’ya, her gün gümrüklerden para gidiyor. Bunun yanı sıra da başka hizmetlerimiz var. Kapılar var, yolcular var. Biz de bu işin paydaşıyız. Şöyle düşünün Stajyer Asistan, Gümrük Müşavir Yardımcısı Doçent, Gümrük Müşaviri Profesördür. Bunlar kolay olunmuyor. Kendilerini yetiştirsinler, bilgi dağarcıklarını geliştirip yaşayan Mevzuatı takip etmeleri gerekir. Uyumlu olmaya dikkat etsinler.Evde huzur bir,işte huzur iki. Birinden birinde bir sorun varsa teklersiniz. Başarılı olmamaları için hiç bir sebep yok. Umutsuzluğa kapılmasınlar. Her gecenin bir sabahı vardır.

 

 

 

 

Buradan sizin vasıtanızla benim Gümrük Aileme Şahsım ve Yönetim Kurulum adına herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

 

 

 

 

HABERİN ORJİNALİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Son Yüklenen Diğer Basında İGMD