"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

Nasıl Bir Gümrük Mevzuatı

Tarih: 9.09.2013 17:19:00 - Görüntülenme: 4779

Nitekim, 1615 sayılı Gümrük Kanunumuz taraf olduğumuz uluslararası anlaşma hükümlerini de kavrayan kısa bir kanundu. Kendisinden 3 - 4 misli fazla maddesi olan vergi kanunlarından çok daha kısa idi ve tüm uygulama sadece tek bir kanunda toplanmıştı. Bu kanunun daha da kısaltılıp basitleştirilmesi neredeyse imkânsızdı. İlgili yönetmelik ise arada yeni düzenlemeler için bazı boş maddeleri bırakılmış, 1.500 maddeye doğru giden bir yönetmelik idi.



Bu kadar büyük bir yönetmeliğin öğrenilmesinin güçlük yaratabileceği düşünülebilir. Ancak, ilgili bölümler bellidir ve sadece ilgili bölüm açılarak hükümlere kısa bir sürede ulaşılabilir. Yönetmeliğin bazı maddeleri idarenin iç işleyişi ile ilgilidir ve iş sahiplerinin bilmesine gerek yokmuş gibi zannedilebilir. Ancak, iş sahibinin kendi düzenlediği belgelerin nasıl bir idari uygulamaya konu olduğunu bilmesinde sayısız yarar bulunmaktadır. 



Diğer bir gelirci kuruluş olan Maliye idaresi ise uzun kanunlarla ilgili uygulamasını tebliğlerle sürdürüyordu. Tebliğ uygulaması kaçınılmaz olarak önceki tebliğlerin bazı maddelerini kaldırıyor veya değiştiriyor ve bir süre sonra geçmiş tebliğlerin birçok maddesine yapılan göndermeler içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Gümrük idaresi ise küçük uygulama farklılıklarını genelgelerle yürütürken, mevzuatın tüm ağırlığını oluşturan yönetmelik, zaman, zaman maddelerin değiştirilmesi yöntemiyle yine bütünlüğünü koruyordu. Dolayısıyla, çok değişiklik yapması gereken idarenin mevzuatı daha basit, anlaşılabilir ve ulaşılabilir özellikte idi. 1984 yılı sonlarında Türk Parasının Kıymetini Koruma Mevzuatı çeşitli seriler halinde birbirini değiştiren hepsi de bazı maddeleriyle yürürlükte olan bir büyük mevzuat halinde idi.



Hazine idaresince yapılan bir çalışma ile son durum tek bir tebliğde toplanıp diğerleri kaldırıldı ve ortaya galiba 30 sayfa civarında bir metin çıktı. Bu durum, başarı olarak kamuoyuna duyuruldu. Ancak, yeni değişiklik tebliğleri seriler halinde yayımlanınca, kısa sürede eskiye dönülmüş oldu.



Gümrük ve Tekel Bakanlığının kaldırılıp daha büyük bir bünyede birleştirilmesi, orada da bazı konularda Yönetmelik dışında ve daha önce görülmemiş, seriler halinde tebliğ yayımlanması yöntemiyle, düzenlemeler yapılması sonucunu doğurmuştur. Ancak, ana yönetmelikte yer alan konular yine eski uygulamadaki gibi sürdürülmekte idi. 



1996 yılına gelindiğinde bu defa idare Müsteşarlık olarak örgütlenmiş ve gümrük birliğine hazırlanmakta idi. Uyum sağlamamız gereken birlik gümrük kanunu, kanunumuzdan 100 madde kadar fazla, yönetmelik ise 2.500 madde kadardı. Kanun küçük değişikliklerle mevzuatımıza girdi. Ancak, yönetmelik eski yönetmeliğimizden çok daha kısa bir küçük yönetmelik olarak yayınlandı. Avrupa yönetmeliğinde yer alan ve idari işlemleri ayrıntılarıyla belirleyen, yüzlerce madde bu yönetmelikte yer almıyordu. Boşluklar, tebliğler, iç emirler ve sıkça değiştirilen küçük yönetmelikler yöntemleriyle dolduruldu.



Ana yönetmelik değişiklikleri de madde sayısı azlığı nedeniyle uzatılan maddelerde gereğinden fazla başka maddelere göndermeler ile doldu ve kısa olduğu halde kavranması zor bir hale dönüştü. Sadece idareyi ilgilendirdiği gerekçesiyle yayımlanmayan iç idari düzenlemeler ise, iş sahiplerinin bilgisi dışında kalmaya, bilgiye ulaşabilenlere kısmi avantaj sağlamaya başladı.



Tebliğlerde hangi eski uygulamaların kaldırıldığının sayılması bazen fiili imkânsızlık nedeniyle yapılamayınca, bu durum da bazı karışıklıklara neden oldu. Yönetmelik değişiklikleri yayımlanır. Yayımlanmayan yönetmelik hükümlerinin geçersizliği yönünde birçok idari mahkeme kararı bulunmaktadır. İdari uygulamalarda ise özellikle yayımlanmamış değişiklikler gümrük müşavirlerini çoklukla hazırlıksız yakalamakta ve zaman kaybettirmektedir. Haberi olabilenler ise psikolojik ve haksız üstünlük elde etmiş olabilmektedir. 



Önemli bir mevzuat sorunu da bölge müdürlüğü emirleridir. Her bölge müdürlüğü’nün durumu farklıdır. Kiminde deniz, kiminde kara, kiminde ise yolcu veya transit gümrük işlemleri önemlidir. Bu nedenle, müdürlüklerin iç düzenlemeleri birbirinden farklılık gösterebilir. Ayrıca, bu düzenlemelerin de bir kısmı yayınlanmaz. Sonuç olarak, mahalli uygulamaya temel teşkil eden mevzuatın da takibi zordur ve bazen yeni uygulamadan başvurunun reddi ile haberdar olunur.



Sonuç olarak, nasıl bir mevzuat sorusuna cevap ararsak; öncelikle gümrük birliği içinde bulunduğumuz Avrupa Birliği’nin gümrük yönetmeliğinin esas alındığı uzun yönetmelik uygulamasını içtenlikle önerebiliriz. Ayrıca, gizli olmayan iç düzenlemeler dâhil, tüm düzenlemelerin önceden yayımlanması ve yeni uygulama için yeterli bir ara süre verilmesi de dile getirilebilir. Yürürlükten kaldırmalarda mutlaka kaldırılan hükümlerin tek, tek sayılması da önemlidir. Bunun dışında, başka maddelere göndermelere fazla başvurulmaması, gönderme yapılan maddede de başka göndermelerin bulunmasından sakınılması yararlı olacaktır.


Son Yüklenen Diğer Haberler