"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

YARGIYA EVET, ÖNYARGIYA HAYIR!

Tarih: 2.05.2013 12:53:00 - Görüntülenme: 8994

 



11 Nisan 2013 tarihinde Meclis’te yeni bir torba yasa kabul edildi. Torba bu sefer biraz küçük ama yine önemli düzenlemeleri içeriyor.



11.04.2013/28615 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı “ Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik  Yapılmasına Dair Kanun “ ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda  önemli değişiklikler öngörülüyor..



Anılan kanun değişikliği ile daha önce 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında bulunan bazı fiiller Gümrük Kanunu kapsamına alınmış, Gümrük Kanunu kapsamındaki idari para cezalarının kapsamı değiştirilmiştir.



Üzerinde durulması gereken ve yaptığı işlemler sırasında gümrük müşavirlerini doğrudan ilgilendiren en önemli değişiklikler olarak;



1)Kanunun 234.maddesinde “gümrük vergisi” olarak geçen ifade “ithalat vergileri” olarak değiştirilerek maddenin kapsamı gümrüklerde ödenen gümrük vergisi dışındaki ek mali yükümlülükler, ÖTV, KDV, dampinge karşı vergi vb tüm vergileri kapsayacak şekilde genişletildiği görülmektedir.



Maddede yapılan değişikliğe paralel 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nu, 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve 3577 sayılı Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun’da da değişiklik yapılması gerektiği düşünülmektedir. Aksi durumda Gümrük Kanununda yer alan cezai hükmün, belirtilen kanunlarda yer almamasının çelişki yaratacağı kanısındayım.



2)Kanunun 235.maddesinde;



A)Serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulan eşyada yapılan beyan ile muayene, denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucu;



a)Eşyanın genel düzenleyici işlemlerle ithali yasaklanan eşyalardan olduğunun anlaşılması halinde gümrüklenmiş değerinin dört katı idari para cezası verilmesi,  tasfiye işlemlerine tabi tutulmak üzere eşyaya el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi, eşyanın bulunmaması halinde CİF değerinin ve gümrük vergilerinin tahsil edilmesi; eşyanın değersiz, artık veya atık olması halinde dökme eşya için ton başına otuz bin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına altı yüz Türk Lirası idari para cezası alınması ve eşyanın yurtdışı edilmesi öngörülmüştür.



b) Eşyanın ithalinin lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrük vergisinin yanı sıra gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilmesi, tasfiye işlemlerine tabi tutulmak üzere eşyaya el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi, eşyanın bulunmaması halinde CİF değerinin ve gümrük vergilerinin tahsil edilmesi; eşyanın değersiz, artık veya atık olması halinde dökme eşya için ton başına sekiz bin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına iki yüz Türk Lirası idari para cezası alınması ve eşyanın yurtdışı edilmesi öngörülmüştür.



Acaba, kanun değişiklikleri ile cezaların bu şekilde ağırlaştırılmasının kaçakçılığı teşvik edici özellik taşıyor olabileceği hiç düşünülmüyor mu?



Doğru ve geçerli beyanlarla ithalatı sağlamak adına cezaların bu şekilde ağırlaştırılması yanıltıcı belge ile işlem yapan yükümlüleri caydırıcı olacak ise bu tür düzenlemeler son derece uygundur. Ancak, düzenlemede kasıt unsurunun göz ardı edilmesi dürüst yükümlüleri mağdur edecektir. Bu açıdan bu Kanunun ömrünün 1 yıldan uzun olmayacağını düşünüyorum. Daha uzun sürer ise inanın canı yanmamış meslektaşım kalmayacaktır.



B)İhracat rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene, denetleme veya kontrol sonucunda ;



a)Eşyanın genel düzenleyici idari işlemlerle ihracının yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilmesi,



b)Eşyanın ihracının lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesi ne tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrüklenmiş değeri kadar idari para cezası verileceği öngörülmüştür.

 



C)Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen ve transit rejim beyanında bulunulan serbest dolaşımda olmayan eşyanın, beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olduğunun tespiti halinde, farklı çıkan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verileceği belirtilmiştir. Bu maddede geçen “belirgin bir şekilde farklı cins” ifadesinin kapsamının belirlenmesi gerekecektir.



3)Kanunun  236. maddesinde yapılan değişiklik ile;  Gümrük antrepolarındaki eşyanın antrepo beyannamesinde beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olduğunun tespit edilmesi durumunda, bu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı para cezası alınması , eşyaya el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilmesi öngörülmüştür. Aynı şekilde eşya madde metninde geçen cinsindeki belirgin farklılığın hangi durumları kapsadığı konusuna açıklık getirilmelidir.



Değerli meslektaşlarım; ben,  bir kanun metninde  ‘’belirgin bir şekilde…’’ifadesinin yer almasının uygulamada keyfiliğe yol açacağını düşünüyorum. Özellikle transit rejiminde, beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya tespit edilmesi durumunda kim tarafından nasıl karar verileceği sorun yaratacaktır. Konunun yönetmelik ile açık ve net olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi durum, benim kanun maddesine olan inancımı zedelemektedir.



4) 238. maddesindeki yapılan değişlik ile; dahilde işleme ve geçici ithalat rejimi kapsamında ithali yapılan eşyanın rejim hükümlerinin  ihlali halinde (eşyanın süresi içerisinde ihraç edilmesi ve eşyanın elde bulunmaması ) durumunda eşyanın  gümrüklenmiş değerinin iki katı para cezası ödenmesi, eşya rejim çerçevesinde izin verilen yerlerde (firma deposunda) mevcut ise gümrük vergilerinin iki katı para cezası ödenmesi kararlaştırılmıştır.



5) 237.maddesinde yapılan değişiklikle noksan çıkan eşyanın noksanlığının kanıtlanamaması halinde gümrük vergisi kadar değil gümrük vergileri kadar para cezası alınması öngörülmüştür.



Kanun koyucunun madde metinlerinde yaptığı bu değişikliklerle bazı fiilleri yargısal denetime tabi kaçakçılık kapsamından çıkartmakla birlikte idari para cezası kapsamını genişleterek ve eşyanın tasfiyeye tabi tutulmasını öngörerek daha ağır koşullar getirdiği düşünülmektedir.



Özetle, hayatın her alanında yargıya evet, ancak önyargıya hayır!



Kurtuluş NEVRUZ



Gümrük Müşaviri


Son Yüklenen Diğer Haberler