"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

akıl oyunları

Tarih: 14.09.2012 12:05:00 - Görüntülenme: 3059



Günümüzde ülkeler sağlam bir ekonomik bir yapı içinde ticaret yapmak zorundadır.Uluslararası ticaretin yaygınlaşması sonucu enflasyon, faiz oranları ve döviz kurları arasındaki ilişkinin ortaya konulması tüm sektörler için benzer genel yargıların bulunup bulunmadığını test edilmesi son derece önemlidir. 



Bakır H.'nin çalışmasında elde edilen veri sonuçları, faiz oranları, enflasyon, döviz kurlarındaki değişimin doğrudan dış ticareti etkilediği şeklindedir (Bakır H., Teknolojik Araştırmalar,TTED 2008 (3)1-12) 



Faiz oranları ile dış ticaret arasındaki ilişki ters yönlüdür.Faiz oranları ne kadar düşerse, sıcak paranın yurt dışından gelişi yavaşlayacaktır.



Döviz arzında meydana gelen azalışlar sonucu döviz fiyatlarında artışlar yaşanacaktır (Karluk R., Türkiye Ekonomisi,Tarihsel Gelişim,Yapısal Gelişim, Beta Yayınları, İstanbul, 2005,s.237) 



Teknolojik yatırımlar ve ekonomik girdilerin uygun pozisyonlarda bir araya getirilebilmesi için finansmana ihtiyaç vardır. Bu finansman çoğu kez firmaların sermaye yapılarını aşması nedeniyle bankalar ve finans kuruluşları tarafından karşılanmaktadır. 



Paranın değeri çoğu kez libor denilen uluslararası faiz oranı üzerinden belirlendiği için özellikle büyük ölçekli firmaların kredi başvurusunda bulunduğu bankaların dış piyasalara bağlılığını arttırmaktadır.Uluslararası piyasalarda paranın maliyeti çoğu kez dünya ekonomisine paralel olarak iyi yada kötü yönde artmaktadır.Özellikle bu maliyet 21.yüzyılda ekonomik krizlerin ülkeleri sarstığı gibi Portekiz, İspanya ve Yunanistan'ı iflasın eşiğine getirmiştir. 



Pazar daralmaları rekabetin keskin bir bıçak gibi ülke ekonomilerini darbeler açık hale getirmesi genç nüfus üzerinde işsizlik oranını arttırmakta, ülkelerin sosyal politikalarında ödün vermelerine yol açmakta ve bu da siyasal çevrelerin faiz sarmalına daha çok bulaşmasına sebep olmaktadır.



Sanayiciler için olmazsa olmaz kaynaklar hammadde, teknoloji, insan ve sermayedir.Bunlardan herhangi birine gelecek olan engelleme, faaliyet gösteren firmaların iflasına yol açmaktadır. Günümüzde paradan para kazanmanın revaçta olması üretime olan yatırımları azaltmış ve çalışmadan para kazanmanın sürekliliği insan yanlarının çoğu kez hayal kırıklığına uğramasına yol açmaktadır. Dolayısıyla işsizler ordusuna daha çok işsiz katılmakta, sermaye piyasasına yönelen kaynakların başka ellere geçmesiyle üretimin ihtiyacı olan para yatırım çarklarını döndürmesi gerektiği yerde finansörlerin elinde bir silah olarak az gelişmiş ülkelerin ve gelişme yolundaki ülkelerin ihtiyaç duyduğu paranın faiz ile birlikte bir tehdit olarak kullanılmasını sağlamaktadır. 



Bundan anlaşılıyor ki kıt kaynaklara sahip Türkiye gibi ülkelerin kendi ekonomileri içerisindeki mali piyasalara sıkı kontrol altında tutmaları dışarıdan gelebilecek sermaye girişlerine karşı dikkatli olmaları iktisadi ekollerin gerekirse dışına çıkarak ön gördüğü kurallarla hareket ederek piyasa ekonomisinin mümkün olduğunca dış şoklara karşı diri tutmak ve paranın maliyetini mümkün olduğunca kabul edilebilir seviyede tutarak ekonomiye kaynak sağlamaları gerekmektedir.Biz buna kısaca göze göz dişe diş mücadele anlamında kurallarını ekonominin dinamiklerinin koyduğu anarşist ekonomi diyoruz.


Son Yüklenen Diğer Haberler