"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

Dahilde İşleme Rejiminde Telafi Edici Vergi Uygulaması; Avrupa Birliği Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Ortak Gümrük Tarifesi TARİC Kontrolleri

Tarih: 10.10.2025 16:21:00 - Görüntülenme: 860

Dahilde İşleme Rejimi, 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’muzdaki ekonomik etkili rejimler altında sınıflandırılan gerek belge gerek ithalat beyannamesi özelinde gümrüklerden alınan izin şeklinde ithalatın ihracat taahhüdü ile yönetildiği vergi ve muafiyet avantajları olan kapsamlı bir gümrük rejimidir. Yakın gelecekte kanunumuzun AB uyum düzenlemesi sonrasında işleme rejimi adı ile yer alması beklenen AB gümrük kodunda yer alan rejimlerindendir.

Rejim uygulamalarında özellikle Avrupa Birliği ülkelerine ihracatta telafi edici verginin hesaplanmasında farklı uygulamalar olduğu görünüyor. Aşağıdaki iki soru özelinde Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle Türkiye’den ayrı olarak imzaladığı ticaret anlaşmaları sonucunda mevzuatımız da telafi edici vergi hesaplamalarında açık alan var mı değerlendireceğiz.

1-     Dahilde işleme rejimi ile Türkiye’ye ithal edilen ürünün menşei, Avrupa Birliğinin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ama Türkiye’nin henüz bir anlaşması olmayan ülke menşeli olduğunda; Rejim sonucunda işlenmiş ürünün Avrupa Birliği ülkelerine A.TR veya Tercihli rejim menşe ispat belgeleri ile ihracatımızda telafi edici vergi var mı? Var ise hesaplamasında nelere dikkat edeceğiz? 

2-     Dahilde işleme rejimi ile ithal edilen üçüncü ülke menşeli ürün, İşleme faaliyeti sonrasında Türk menşeli olarak AB ülkelerine A.TR veya Tercihli rejim menşe ispat belgeleri ile ihraç edildiğinde; İthal ürün için Avrupa Birliğinde miktar kotası kapsamında gümrük vergisinden ayrı olarak bir ek gümrük vergisi veya Anti damping kararı kapsamında bir damping vergisi uygulandığında telafi edici vergi hesaplaması değişir mi?

Telafi Edici Vergi; Gümrük Kanunu’muzda veya Dahilde İşleme Rejim Kararı’nda tanımlar bölümlerinde tanımlanmış değildir. Kanun ile yürürlüğe konulmuş bir vergi olmadığı için yasallığı tartışılsa da tanım, Dünya Ticaret Örgütü ‘’ Sübvansiyonlar ve telafi edici tedbirler anlaşması’’ kapsamında sübvansiyon tespiti yapılan ülkelerden gelen ürünlerdeki gümrük vergilerinin kaybı için veya Ticaret anlaşmalarındaki ‘’No Draw Back – Vergilerin Geri İadesi Yasağı ‘’ ile üçüncü ülke mallarından alınması gereken gümrük vergileri için veya Avrupa Topluluğu’nun serbest ticaret anlaşmaları sebebiyle ticaret sapması gerçekleşen ürünlerdeki gümrük vergi eksiğinin ve hatta mütekabiliyet ilkesi gereği bazı ülkelere uygulanan gümrük vergisi isminin kullanılmadan telafi edilmesi için tanımlanmış, eş etkili vergi diyebileceğimiz, Ek mali mükellefiyet adıyla da kullanılabilen çok yönlü bir vergi olarak karşımıza çıkmaktadır. [1] [2]

Ülkemizin ticaret anlaşmaları her geçen gün artarak devam ederken en hacimli ve kapsamlı ticari anlaşmamız 1/95 Sayılı Ortaklık Konsey Kararı / Avrupa Birliği ile olan ‘’Gümrük Birliği’’ anlaşmamızdır. Bu anlaşmamızın temeli 1963 Ankara anlaşması ile başlamış olup asıl nihai amaç tam üyeliktir. 1/95 Sayılı Gümrük Birliği anlaşmamız başlangıç olup sadece işlenmiş tarım ürünleri ve sanayi ürünlerinin bir kısmını kapsamaktadır. 1996 yılında sanayi ürünlerinin kalan kısmını içeren Türkiye -AKÇT ( Avrupa Kömür Çelik Topluluğu  ) anlaşması ardından 1998 yılında Gümrük Birliğinin devamı olarak temeli Ankara anlaşmasına uzanan ve tarım ürünlerini içeren anlaşmanın yapılmasıyla Avrupa Birliği ile tüm mal gruplarının ticaretini içeren anlaşmalar tamamlanmış oldu. [1] [2]

Bu üç anlaşmanın da benzer yönleri ve farklılıkları var. Birlik adıyla ilk anlaşmamız olan 1/95 Sayılı OKK -Gümrük Birliği anlaşmamız serbest dolaşım temelli olup bu serbest dolaşımı sağlayan menşe kazanımını şart koşmayan A.TR dolaşım belgesidir. Gümrük Birliği ile Türkiye topraklarının da dahil olduğu gümrük bölgesine anlaşma kapsamındaki bir ürünün üçüncü ülkeden girişi ile ödenen gümrük vergisi sonrasında A.TR belgesi ile menşei fark etmeksizin mallar serbestçe dolaşabiliyor. Tarım anlaşmamız ve AKÇT anlaşmamız ise menşe temelli bir anlaşma olup EUR 1 dolaşım belgesi ve EUR 1 fatura beyanının kullanımı esastır. ( AKÇT hariç EUR-MED kullanımı da mümkündür.)

1/95 Sayılı Gümrük Birliği anlaşmamızda AB ile Türkiye arasındaki gümrük vergileri ve eş etkili vergileri derhal kaldırılırken (İşlenmiş tarım ürünlerindeki tarım payı vergileri ve sınırlamalar hariç ) üçüncü ülke malları için ortak bir gümrük tarifesi / vergisi (OGT, CCT/Common Customs Tariff )  uygulanmaya başladı. Tarım ürünleri anlaşmamız da ise stratejik önemi nedeniyle iki tarafın korumacı yaklaşımı sonucunda gümrük vergileri ve miktar sınırlamaları söz konusu olup kademeli olarak yıllara göre vergilerin ve sınırlamaların azaltımı / artırımı veya belli ürünlere dönemsel vergi indirimleri şeklinde gelişme göstermekte olup üçüncü ülke mallarına karşı ortak bir gümrük vergisi kısmen uygulansa da zorunluluğu yoktur. AKÇT anlaşmamız da ise Avrupa Topluluğu’nun kömür ve çelik ürünlerini stratejik görmesi, korumacı davranması nedeniyle aramızdaki vergilerin kademeli olarak üç yıl içinde sıfırlandığını görüyoruz yine tarım ürünleri anlaşmamızdaki gibi üçüncü ülkelere ortak gümrük vergisi uygulama zorunluluğu yoktur. Türkiye ve AB, Gümrük Birliği anlaşmamız dışında kalan iki anlaşmamız kapsamındaki ürünler için üçüncü ülkelerden ithal edilen mallara farklı oranlarda, birbirinden bağımsız bir vergi oranı belirleyebilir.

Türkiye- AB tam üyelik öncesi oluşturulan Ortaklık Konseyince yürütülen otuz yıllık gümrük birliği sürecimizin imza öncesinde en çok eleştirilen anlaşmanın 52. Maddesi ( kısım eklenen versiyonda 54.madde )için söylenen ‘’ Onlar ortak Biz pazar oluruz, Birlik anlaşması bu şekilde yapılmamalı ‘’  tezinin nedeni AB’nin üçüncü ülkelerle ticaret anlaşmalarını Türkiye’yi dahil etmeden imzalaması ve bu ülkelerle yaptığı anlaşmalarına Türkiye ile bir an önce görüşmelere başlanılması yönünde tavsiye niteliğinde bağlayıcı olmayan bir madde koymasıdır. Bu tutumla Türkiye AB’nin anlaşma imzaladığı üçüncü ülkelerle dezavantajlı bir şekilde anlaşma görüşmelerine başlıyor. Sonuç olarak Avrupa’nın üçüncü ülkelerle ticaret anlaşmaları ayrı Türkiye’nin ticaret anlaşmaları ayrı birer süreç olarak işliyor ve Türkiye’den gümrük birliğine uyumlu anlaşmalar imzalaması isteniyor.

AB ile anlaşmalarımızda ticaret politikası başlığı altındaki ticaret politikası önlemlerinde tıpkı Dünya Ticaret Örgütü’nün ( DTÖ ) damping ve sübvansiyon soruşturma usul ve yaptırımlarına uygun olan birliğin usulleri doğrultusunda uyum ve soruşturmaların yürütülmesi zorunlu tutuluyor. AB ve Türkiye hem birbirlerine karşı hem de üçüncü ülkelere karşı korunma önlemlerini ayrı ayrı yürütüp uygulamaya alıyor bu yönüyle de bir birlikte hareket söz konusu değil.

Telafi edici vergilerin hesabında önemli olan üçüncü ülke ve ortak gümrük tarifesinin tanımlamalarına baktığımızda;

Üçüncü ülke tanım olarak Dahilde İşleme Rejim Kararı ve Tebliğinde, ‘’ Avrupa Topluluğuna üye ülkeler dışındaki ülkeler’’ olarak tanımlanıyor. Üçüncü ülke tanımı 1994 Yılında Dünya Gümrük Örgütü olarak şekillenen, 1947 yılında kurulmuş Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın (GATT) birinci maddesinde geçen MFN ( Most Favoured Nation Clause ), En Çok Kayrılan Ülke Kuralı olarak kabul gören ilkeden gelir ve kısaca üye ülkelerin ticari partnerleri arasında ayrım yapmamasını zorunlu kılmaktadır. Gümrük vergilerinin tek taraflı, ikili veya çok taraflı anlaşmalar dışında kalan DGÖ üyesi tüm ülkelere aynı oranda uygulanmasını zorunlu kılar. Mal ticareti anlaşması yapılmamış/tek taraflı da olsa indirim tanınmayan ülkelerdir üçüncü ülkeler. [1]

Ortak gümrük tarifesi ise bu ülkelere uygulanan gümrük vergisinin birlik içindeki karşılık adı olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa ile aramızda olan gümrük birliği anlaşmamızda geçen üçüncü ülkelere karşı aynı oranda bir gümrük vergisi uygulayıp uygulamadığımızı tanımlar. Avrupa Birliği’ nin TARIC (Avrupa Birliği Entegre Tarifesi)  kendi içinde tanımlaması da aynı anlamdadır ve üçüncü ülkelere karşı birlik içinde aynı gümrük vergi oranının (CCT/ Common Customs Tariff  )uygulanmasıdır. TARİC sitesinde ‘’ ERGA OMNES ‘’ herkese karşı anlamına gelen başlık altında ‘’ Third Country Duty- üçüncü ülke satırının karşısındaki gümrük vergi oranıdır. Ülkemizde ise ithalat rejim kararında ‘’ Diğer Ülke ‘’ adı altında yer alan gümrük vergisidir. Tercihli ticaret anlaşmalarındaki gümrük vergi oranları ise ayrıdır ve tercihli belge eşliğinde ayrı bir gümrük vergi oran karşılığı olarak yayınlanır. [2]

 

1.     Örnek olay;

Dahilde işleme rejimi ile Vietnam menşeli 7411.10.90.00.00 tarifesinde Türkiye’ye Bakır boru ithal edelim ve rejim işleme faaliyeti sonrasında klima cihazını AB ülkelerine 8415 tarifesinde A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ihraç edelim. Vietnam ile ticaret anlaşmamız olmadığı için %4,8 olan diğer ülke gümrük vergi oranını teminat alarak ülkeye girişi sağlandıktan sonra dahilde işleme faaliyeti sonrasında ihracat beyanı verildiği zamanda yine rejim kararımızda %4,8 vergi oranının aynı şekilde yürürlükte olduğunu varsayalım. Bu durumda TEV doğuyor görünüyor fakat ihracat tarihi itibariyle sırası ile İthalat Rejim Kararımız, Dahilde İşleme Rejim Kararı, 2006/12 Tebliği ve 2008/2 sayılı genelgemizdeki TEV tablosu eşliğinde diğer tüm ilgili maddelerini incelemek, varsa muafiyetten faydalanmamız gerekli. [3] [4]

2008/2 Sayılı D.İ.R. Genelgemizdeki tablolara göre ithal ve ihraç tarifesi itibariyle sanayi ürünleri olduğu için ilgili tabloya göre TEV var. Dahilde İşleme Tebliği 33/5. Maddesi ile Dahilde İşleme Rejim Kararı 9/5. Maddeleri benzer maddeler fakat aşağıdaki İthalat Rejim Kararı 9. Maddesi ürün gruplarından (AKÇT , Tarım, Sanayi v.b. ) bağımsız ve en geniş haliyle yazıldığı için bu maddeyi dikkate aldığımızda;

 

İTHALAT REJİMİ KARARI Karar Sayısı: 3350 / 31.12.2020 

İthal Eşyaya Uygulanacak Mali Mükellefiyetler

İthalatta uygulanacak gümrük vergisi oranları ile ek mali yükümlülükler

MADDE 9-

(5) Serbest Bölgelere veya Antrepoya alınan ya da Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürün olarak Avrupa Birliği'ne ihraç edilmesi halinde, varsa telafi edici verginin hesaplanmasında, ithal ülke ve eşyasına İthalat Rejimi Kapsamında uygulanan ithalat vergisi oranı ile Avrupa Birliği Ortak Gümrük Tarifesinde uygulanan en düşük gümrük vergisi oranı karşılaştırılır ve daha düşük olan vergi oranı tatbik edilir.

 

Rejimdeki ithal girdinin yani 7411.10.90 tarifesinin AB ortak gümrük vergisini karşılaştırmamızı ve düşük olan gümrük vergisi oranın dikkate alınmasını emreder. Bunun içinde TARİC sisteminde ilgili tarifeyi ithal ülkeyi ve ihraç tarihi bilgilerini girip baktığımızda;







Yukarıdaki sayfa görüntülerinde görüldüğü gibi ‘’ ERGA OMNES ‘’ Third Country Duty %4,8 ile ithalat rejim kararımız ile aynı olduğu görülmektedir. (DİR girdi ürünü 7411.10.90 GTİP sanayi ürünü olduğu için ve 1/95 sayılı anlaşmamız gereği üçüncü ülkelere ortak bir gümrük tarifesi uyguladığımız için AB Taric ile uyumlu olması normaldir). Bu vergi oranı ithalat rejim kararımız 9. Madde gereğince avantaj sağlamadığı için TEV oranı %4,8 ile kesinleşmiş olarak ihracat beyanımız ile doğmaktadır. AB ile sanayi ürünlerindeki anlaşmamız gereği ihracatta A.TR dolaşım belgesi yapılması durumunda tercihli ticaret anlaşmamız gereği üçüncü ülke girdi ürünü için gümrük vergisinin ödenmesi şartı ile TEV ödenmelidir.  [1]

AB Taric de ayrıca AB’nin Vietnam ile olan tercihli ticaret anlaşması / serbest ticaret anlaşması ( STA ) gereği Vietnam için tercihli gümrük vergisi oranı %0 olduğu görülüyor. Bu orana bakılıp daha düşük oran bu ve o nedenle tev var olsa bile ‘’ 0 ‘’ vergi gösterdiği için ödenmez önermesi yanlış olur. Öncelikle tercihli ticaret ilgili tarafları bağlar, diğer ülkeler / taraflar / birlikler v.s. bu ticaret anlaşmasında üçüncü ülke / taraf konumundadır. Türkiye’nin de taraf olması için Vietnam ile bir STA’ sı olması gerekir.

Yine devamında Vietnam’dan Türkiye’ye D.İ.R. kapsamında ithal edilen ürün AB-Vietnam STA sı gereği mi üretilmiştir, Menşei kazanmış mıdır? Bu bilgiyi bilsek bile bunun ülkemizdeki ithalat rejiminde karşılığı yok ve bunun sorgulanmasını sağlayacak bilgi ve sorgu akışı yok. Vietnam ile aramızda tek taraflı olarak muafiyet tanıdığımız veya iki taraflı bir tercihli ticaret anlaşmamız yoktur.

AB - Vietnam STA’ sını incelediğimizde standart bir STA konu başlıkları ve içeriği olduğunu görüyoruz konumuzu ilgilendiren bir doğrudan nakliyat kuralı olup olmadığını kontrol ettiğimizde aşağıdaki gibi benzer bir kural olduğunu menşeli ürünlerin üçüncü ülkelerde iyi durumda kalma koşulları dışında herhangi bir işçilik ve işleme tabi olmama kuralı var. Konu malzememiz ise bunun ötesinde işleme rejimi ile tamamen değişen bir eşyadır. [2]   ( AB, 12.06.2020 tarih L 186/993 Sayılı resmi gazetesi AB-Vietnam sta ANNEX 2-B Article 12 ve 13  , eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L:2020:186:FULL&from=EN#page=1321 ).

 

1.     Örnek olay;

Dahilde işleme rejimi ile Japonya menşeli 7225.11.00.00.00 tarifesinde Türkiye’ye çelik sac ithal edelim ve rejim işleme faaliyeti sonrasında elektrik hücresini AB ülkelerine 8537.20.91 tarifesinde A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ihraç edelim. Japonya ile ticaret anlaşmamız olmadığı için 2024 yılında %6 olan diğer ülke ( 2025 yılında diğer ülkelere vergimiz sıfırlandığı için 2024 verisini aldık ) gümrük vergi oranını teminat alarak dahilde işleme faaliyeti sonrasında ihracat beyanı verildiği zamanda yine rejim kararımızda %6 vergi oranının aynı şekilde yürürlükte olduğunu varsayalım. Bu durumda TEV doğuyor görünüyor fakat ihracat tarihi itibariyle sırası ile İthalat Rejim Kararımız, Dahilde İşleme Rejim Kararı, 2006/12 Tebliği ve 2008/2 sayılı genelgemizdeki TEV tablosu ve ilgili maddelerini incelemek ve varsa muafiyetten faydalanmamız gerekli.

2008/2 Sayılı D.İ.R. Genelgemizdeki tablolara göre ithal tarifesi ( 7225.11.00 )  itibariyle AKÇT ürünü olan çelik sac ve ihraç tarifesi itibariyle ( 8537.20.91 GTİP ) sanayi ürünü olduğu için ilgili tabloya göre TEV var. Yine en geniş yorumla yazılan İthalat Rejim Kararı 9. Maddesi ürün gruplarından ( AKÇT , Tarım, Sanayi v.b. ) bağımsız ve en geniş haliyle yazıldığı için bu maddeyi dikkate aldığımızda dahilde işleme rejimindeki ithal girdinin yani 7225.11.00 tarifesinin ithalat rejimimizdeki gümrük vergi oranı ile AB Taric ortak gümrük vergisini karşılaştırmamızı ve düşük olan oranın dikkate alınmasını emreder. Bunun içinde TARİC sisteminde ilgili tarifeyi ithal ülkeyi ve ihraç tarihi bilgilerini girip baktığımızda;

‘’ ERGA OMNES ‘’ Third Country Duty- üçüncü ülke gümrük vergisi %0 ile ithalat rejim kararımızdan farklı olduğu görülmektedir. Bu vergi oranı ithalat rejim kararımız 9. Madde gereğince avantaj sağladığından TEV doğmasına rağmen sıfır olduğu için telafi edici vergi ödenmeyecektir. Japonya’dan ithal ürünümüz AKÇT ürünü fakat ihraç ürünümüz sanayi ürünü olduğu için AB ile anlaşmamız gereği ihracatta TEV ödemeden A.TR dolaşım belgesi yapabileceğiz.

AB Taric detaylarına baktığımızda AB- Japonya STA’ sı olduğu için ayrıca burada da ayrıca vergi oranı sıfır ama bu detay ilk örnekteki gibi bizi ilgilendiren bir detay değil fakat bu sefer Taric kontrollerine detaylı bakıldığında bu ithal ürünümüz için AB, Japonya ile arasında STA olmasına rağmen üretici firmasına göre % 0 ila % 39 oranından damping vergisi uyguladığı görülüyor.

Bu detay örnekleri çoğaltabiliriz AB’nin 72. Fasılda Türkiye dahil çeşitli ülkelere korunma önlemi adı altında damping vergisi, miktar kotası ile beraber ek gümrük vergileri v.b. uygulamalarının olduğu görülecektir. Ayrıca Türkiye’nin de AB den ayrı olarak uyguladığı Japonya’nın da dahil olduğu bir çok farklı ülkeye çelik ürünleri için damping uyguladığı görülecektir.

AB ile Gümrük Birliği başta tüm anlaşmalarımıza baktığımızda bu tür korunma önlemlerinde ayrı davrandığımızı ve ayrı ayrı soruşturma açıp takip ettiğimizi görüyoruz. Anlaşmalarımızda geri ödeme yasağı kuralı gümrük vergisi ve tarım payı için oluşturulmuştur diğer vergilerin alınması mükerrer vergi alınmasına yol açacaktır. AB korunma önlemlerini ilgili ülke menşeli ve ilgili ürünün girişine uygulamaktadır Türkiye’nin bu örnekteki ürünü başa bir ürün halini almış haliyle ihraç edilmektedir o nedenle bu tür diğer ek vergi, eş etkili vergi, damping v.b. kısımlarına tev açısından bakış yanlış olur.

Bakış açımızı değiştirelim, 8537.20.91. tarifeli elektrik hücresi nihai ürününün Türkiye’den değil de Japonya’da japon menşeli 7225.11.00 çelik sac’dan üretilip AB’ye gönderildiğini varsayıp kontrollerimizi yaptığımızda AB Taric kontrollerinde damping olmadığını / uygulanmadığını görüyoruz.

Özetle; Dahilde İşleme Rejimi kapsamında AB ülkelerine ihracatta telafi edici verginin hesaplanmasında avantajlı vergi oranı durumumuz olup olmadığının kontrollerinde AB Taric sitesinde bakılacak tek yer olarak ‘’ ERGA OMNES ‘’ Third Country Duty- Üçüncü ülke gümrük vergi oranı olduğunu hem AB ile anlaşmalarımız hem de diğer yazılı kaynakların desteklediğini, mevzuatımızda aksine bir hüküm bulunmadığını görüyoruz.

Telafi edici vergi, Dahilde işleme rejimi söz konusu olduğunda ithalat vergisidir fakat vergi oluşacaksa başta özellikle AB ülkelerine olan ihracatta ve tüm geri ödeme yasağı olan ticaret anlaşmalarımızda ihracat tarihindeki kur ile yine ihracat tarihinde mevcut olan ithalat rejim kararındaki vergi oranının belirsizliği nedeniyle zaten yapısı gereği bir problemdir. Ayrıca TEV hesaplaması için özellikle ihraç AB ye ihraç tarım ürünü ve tarım ürün payları için hem genelgemizden hem de ihracatçı birliklerinden faydalanılmalı ve takip edilmelidir.

AB Taric sistemi verileri ihraç ürününün menşeine ve tercihli belge yapılıp yapılmadığına göre vergi durum kontrolleri için bakılabilir ama bu yazıda değindiğimiz gibi telafi edici vergi hesabı için bakılacak yer sadece üçüncü ülke vergi oranı sekmesi olarak görünmektedir.

 

Ecevit Bora AKALIN

Gümrük Müşaviri

25.09.2025


Son Yüklenen Diğer Haberler