I.
Giriş
Küresel ticaretin hızla
gelişmesi ve uluslararası tedarik zincirlerinin karmaşıklaşması, gümrük
idarelerinin rolünü yalnızca sınır denetimi yapan bir yapı olmaktan çıkarmış;
mali, ticari ve güvenlik boyutları olan çok katmanlı bir kamu faaliyetine
dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, gümrük hukukunun kapsamını ve teknik derinliğini
önemli ölçüde artırmıştır. Buna karşın, gümrük uyuşmazlıklarının çözümünde
yargısal yapı aynı hızda uzmanlaşamadığı müşahede edilmektedir.
Bu makalede, gümrük
uyuşmazlıklarının çözümünde mevcut yargısal yapının neden yetersiz kaldığı
ortaya konulmakta; Gümrük İhtisas Mahkemelerinin kurulmasının hukuki ve yapısal
bir zorunluluk olduğu ve bu mahkemelerin sağlayacağı katkılara ilişkin
değerlendirmeler sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler & Kısaltmalar:
Gümrük Hukuku, İhtisas
Mahkemeleri, Uzmanlaşma, Hukuki Güvenlik, İdari Yargı
II.
Gümrük Hukukunun
Teknik ve Dinamik Yapısı / İdare ile Yargı Arasında Ortak Teknik Dil Eksikliği
ve Çelişkili Kararlar Sorunu
Gümrük uyuşmazlıklarında karşılaşılan temel yapısal
problemlerden biri, idare ile yargı mercilerinin aynı teknik ve kavramsal dili
konuşamamasıdır. Gümrük idaresi, işlemlerini büyük ölçüde teknik düzenlemeler,
ikincil mevzuat, uluslararası sözleşmeler ve idari talimatlar çerçevesinde
yürütmekte; karar alma süreçlerinde gümrük uygulamasına özgü terminoloji ve
teknik değerlendirmeler belirleyici rol oynamaktadır. Buna karşılık, genel
görevli mahkemelerde bu teknik arka planın yeterince içselleştirilememesi, aynı
maddi vakıaya ilişkin değerlendirmelerin farklı hukuki sonuçlara ulaşmasına
neden olabilmektedir.
Bu durum, özellikle tarife sınıflandırması,
gümrük kıymeti, menşe kuralları ve ticaret politikası önlemleri gibi yüksek
teknik uzmanlık gerektiren alanlarda daha belirgin hâle gelmektedir. Uygulamada,
idare tarafından teknik gerekçelerle tesis edilen bir işlemin, mahkemece
yalnızca şekli veya sınırlı hukuki değerlendirmelerle iptal edilebildiği;
benzer nitelikteki başka bir uyuşmazlıkta ise tam tersi yönde kararlar
verilebildiği görülmektedir. Böylece, aynı konuda birbirinden taban tabana zıt
yargı kararlarının ortaya çıkması mümkün hâle gelmektedir.
İdare ile yargı arasında ortak bir teknik dilin
bulunmaması, yalnızca içtihat farklılıklarını artırmakla kalmamakta; aynı
zamanda idarenin uygulama birliğini sağlamasını da güçleştirmektedir. Zira
yargı kararlarının öngörülemezliği, idarenin hangi hukuki yorumu esas alarak
işlem tesis edeceği konusunda belirsizlik oluşturmakta; bu durum uygulamada
istikrarsızlığa yol açmaktadır.
Gümrük İhtisas Mahkemelerinin kurulması, bu
sorunun giderilmesinde kritik bir rol oynayacaktır. Uzmanlaşmış hâkimler
aracılığıyla idare ile yargı arasında ortak bir teknik ve hukuki dil
oluşturulması mümkün olacak; teknik değerlendirmelerin yargısal denetimi daha
sağlıklı bir zemine oturacaktır. Bu sayede, aynı konuda çelişkili kararların
önüne geçilerek içtihat birliği ve hukuki öngörülebilirlik güçlendirilecektir.
III.
Genel
Görevli Mahkemelerde Gümrük Uyuşmazlıklarının Görülmesinin Sorunları
Gümrük uyuşmazlıklarının genel görevli idare
mahkemelerinde görülmesi, yargılamanın niteliği bakımından çeşitli sorunları
beraberinde getirmektedir. Öncelikle, hâkimlerin çok geniş bir idare hukuku
alanında görev yapmaları, gümrük hukukuna özgü teknik detaylarda
derinleşmelerini zorlaştırmaktadır. Bu durum, benzer nitelikteki
uyuşmazlıklarda farklı kararların ortaya çıkmasına ve içtihat birliğinin
sağlanamamasına yol açabilmektedir.
Ayrıca, teknik inceleme gerektiren dosyalarda
bilirkişi raporlarına aşırı bağımlılık, yargılamanın süresini uzatmakta ve
karar süreçlerini karmaşıklaştırmaktadır. Bu durum hem idare hem de yükümlüler
açısından zaman ve maliyet kaybı anlamına geldiği izahtan varestedir.
IV.
Gümrük İhtisas
Mahkemelerinin Sağlayacağı Katkılar
Gümrük İhtisas Mahkemelerinin kurulması, gümrük uyuşmazlıklarının
uzmanlık temelinde ele alınmasını sağlayacaktır. Bu mahkemelerde görev yapacak
hâkimlerin gümrük mevzuatı ve uygulaması konusunda uzmanlaşması, kararların
isabetini ve tutarlılığını artıracaktır.
Uzmanlaşmış yargı mercileri sayesinde uyuşmazlıkların
daha kısa sürede çözümlenmesi mümkün olacak; bu durum hukuki öngörülebilirliği
güçlendirecektir. Öngörülebilir ve tutarlı yargı kararları, yükümlülerin ticari
planlamalarını daha sağlıklı yapmalarına imkân tanırken, idarenin de
uygulamalarını hukuka uygun şekilde şekillendirmesine katkı sağlayacaktır.
V.
Hukuki
Güvenlik ve Adaletin Etkinliği Açısından Değerlendirme
Hukuki güvenlik ilkesi, bireylerin ve idarenin
hukuk düzenine güven duymasını gerektirir. Gümrük alanında sıkça karşılaşılan
içtihat farklılıkları ve uzun yargılama süreleri, bu ilkenin zedelenmesine yol
açmaktadır. Gümrük İhtisas Mahkemeleri, karar birliğini ve yargılamada
etkinliği artırarak hukuki güvenliğin tesisine önemli katkı sunacaktır.
Bu bağlamda, ihtisas mahkemelerinin kurulması
yalnızca teknik bir yargısal düzenleme değil; adaletin etkinliğini ve hukuk
devletinin işleyişini güçlendiren yapısal bir adım olarak görülmesi gerekir.
VI.
İhtisaslaşmanın İdare Lehine Yargılamaya Yol Açacağı İddiasının
Değerlendirilmesi (Anti-Tezin Çürütülmesi)
Gümrük İhtisas Mahkemelerine yönelik en yaygın
eleştirilerden biri, mahkemenin ihtisaslaşmasının hâkimleri kaçınılmaz olarak
gümrük idaresinin bakış açısına yaklaştıracağı ve bunun da mükellef lehine
sonuçlanan davaların önemli ölçüde azalmasına yol açacağı yönündeki iddiadır.
İlk bakışta makul gibi görünen bu yaklaşım, yargısal uzmanlaşmanın mahiyeti ve
hukuk devleti ilkeleri dikkate alındığında isabetli değildir.
Öncelikle vurgulanmalıdır ki, ihtisaslaşma
idareyle özdeşleşme anlamına gelmez. Aksine, ihtisaslaşma; uyuşmazlığın teknik,
hukuki ve maddi boyutlarının daha doğru anlaşılmasını ve değerlendirilmesini
amaçlar. Uzmanlaşmış bir mahkeme, idarenin terminolojisini ve teknik
gerekçelerini daha iyi kavrayabildiği ölçüde, bu gerekçeleri daha etkin ve
derinlikli bir yargısal denetime tabi tutma imkânına sahip olacaktır. Bu durum,
idarenin hukuka aykırı işlemlerinin daha kolay fark edilmesini ve daha sağlam
gerekçelerle iptal edilmesini sağlayabilir.
Genel görevli mahkemelerde görülen gümrük
uyuşmazlıklarında, teknik eksiklik nedeniyle idari işlemlerin bazen yeterince
denetlenemediği; bazı kararların ise teknik boyutu tam kavranamadan, şekli veya
sınırlı hukuki değerlendirmelerle verildiği gözlemlenmektedir. Bu tür
kararların mükellef lehine sonuçlanması, her zaman hukuki doğruluğun sağlandığı
anlamına gelmemekte; kimi zaman yalnızca denetim yetersizliğinin bir sonucu
olarak ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla, "mükellef lehine karar
sayısı" ile "hukuka uygun karar" kavramlarının özdeş kabul
edilmesi metodolojik olarak hatalıdır.
Öte yandan, hukuk devletinde yargının temel
görevi taraflardan birini korumak değil, hukuka uygunluğu sağlamaktır. Gümrük
İhtisas Mahkemeleri de idarenin değil, hukukun tarafı olacaktır. Uzmanlaşmış hâkimler
hem idarenin teknik argümanlarını hem de mükellefin savunmalarını aynı teknik
düzlemde değerlendirebilecek; böylece yargılama, bilgi asimetrisinden
arındırılmış daha dengeli bir zemine taşınacaktır.
Bu çerçevede, ihtisaslaşmanın mükellef aleyhine
sistematik sonuçlar doğuracağı yönündeki iddia, meseleyi kendi hukuki
bağlamından kopararak farklı bir tartışma zeminine taşımaktadır. Zira adil bir karar
ne idarenin ne de mükellefin tarafı olarak yorumlanabilir; yorumlanmamalıdır.
Aksine, uzmanlaşmış mahkemeler sayesinde hukuka aykırı idari işlemler daha açık
ve isabetli biçimde tespit edilecek, hukuka uygun işlemler ise daha güçlü ve
tutarlı gerekçelerle korunacaktır. Bu durum, kısa vadede yerleşik bazı
beklentileri değiştirebilse de, uzun vadede adaletin etkinliği, içtihat birliği
ve hukuki güvenlik bakımından hem idare hem de mükellef lehine kalıcı
kazanımlar sağlayacaktır.
Gümrük ihtisas mahkemeleri, yargının idareye
yaklaşması değil; yargının mevzuata yaklaşması olarak telakki edilmelidir. Gümrük
ihtisas mahkemelerinin kurulması; yükümlü lehine karar üretmek için değil,
gümrük hukukunda doğru, tutarlı ve öngörülebilir adaletin tesis edilebilmesi
için zorunludur.
VII.
Uyuşmazlıkların İdare İçinde Çözülebileceği ve Bu Nedenle İhtisas
Mahkemesine Gerek Olmadığı İddiasının Değerlendirilmesi (Anti-Tezin
Çürütülmesi)
Gümrük İhtisas Mahkemelerine yönelik bir diğer
eleştiri, uyuşmazlık konusu olmaması gereken pek çok hususun idare bünyesinde
çözülebileceği; bu mekanizmaların etkin işlemesi hâlinde ihtisas mahkemelerine
duyulan ihtiyacın da ortadan kalkacağı yönündedir. Bu yaklaşım, teorik düzeyde
rasyonel görünmekle birlikte, idari ve yargısal fonksiyonların mahiyeti ile
mevcut uygulama gerçekliği dikkate alındığında önemli eksiklikler
barındırmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, idari başvuru ve
itiraz mekanizmalarının varlığı, yargısal denetim ihtiyacını ortadan kaldıran
bir unsur değildir. İdare, doğası gereği hem işlemi tesis eden hem de bu işleme
karşı yapılan itirazı inceleyen konumundadır. Bu durum, idari aşamada yapılan
değerlendirmelerin objektifliği ve bağımsızlığı konusunda yapısal bir
sınırlılık yaratmaktadır. Dolayısıyla, uyuşmazlıkların idare içinde çözülmesi,
hukuki güvenliğin nihai teminatı olarak görülemez.
Bu noktada sorun, uyuşmazlıkların neden yargıya intikal
ettiği değil; yargıya intikal eden uyuşmazlıkların neden etkin, tutarlı ve
öngörülebilir biçimde çözülemediğidir. İdari mekanizmaların güçlendirilmesi
elbette önemlidir; ancak bu durum, uzmanlaşmış yargı mercilerine duyulan
ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Aksine, teknik uyuşmazlıkların sağlıklı biçimde
çözülebilmesi için idari süreçlerle uyumlu, ancak onlardan bağımsız ve tarafsız
bir yargısal denetim mekanizmasının varlığı zorunludur.
VIII.
Sonuç Ve Değerlendirme
Gümrük İhtisas Mahkemelerinin kurulması, bir reform
tercihi olmaktan ziyade gecikmiş bir zorunluluk olarak değerlendirilmelidir.
Gümrük hukukunun teknik ve dinamik yapısı, bu alanda uzmanlaşmış yargı
mercilerinin varlığını kaçınılmaz kılmaktadır. Uzmanlaşma sayesinde daha hızlı,
tutarlı ve öngörülebilir kararlar alınacak; bu durum hem idare hem de
yükümlüler açısından hukuki güvenliği güçlendirecektir.
Sonuç olarak, Gümrük İhtisas Mahkemelerinin
ihdası, gümrük uygulamalarının sağlıklı işlemesi, adaletin etkinliği ve hukuki
istikrarın sağlanması bakımından yapısal ve rasyonel bir gereklilik olarak
karşımıza çıkmaktadır.
“Her kilidin bir anahtarı vardır”; gümrük uyuşmazlıklarını açacak
anahtar ise genel yargı değil, gümrük tekniğini bilen ihtisaslaşmış bir yargı
mekanizmasıdır. Bu münasebetle Gümrük ihtisas mahkemeleri, gümrük hukukunda bir
reform talebi değil; teknik doğruluk, hukuki tutarlılık ve adaletin
sağlanabilmesi için ertelenemez bir zorunluluktur. İhtisaslaşma, yargının taraf
tutması değil, bilakis mevzuatın tarafında durmasıdır…
Haki Demirtaş
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri
(17/12/2025)
Kaynakça:
1- Gümrük
Kanunu- (4458 nolu Kanun) (04.11.1999 tarihli, 23866 sayılı R.G.)
2- Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu- (5607 Sayılı Kanun) (31.03.2007 t. 26479 s. R.G.)
3- Gümrük
Yönetmeliği (07.10.2009 t. 27369 s. R.G.)
4- Şahin, A. H. (2025). İdari Yargıda İhtisas Mahkemeleri
Gereği. Adalet Dergisi, 75, 435–462.
5- Çevikçelik, M. (2024). Gümrük Hukukunda Hukuki Güvenlik
İlkesinin Önemi: Danıştay Kararı Işığında Bir İnceleme. Ankara Barosu
Dergisi, 82(3), 1–35.
6- Muhtelif yargı kararları
7- Muhtelif İdari kararlar