"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

Yurt Dışından Araç Getirme İşlemleri ve Uygulanan Mevzuat

Tarih: 19.09.2022 15:59:00 - Görüntülenme: 146414

Türkiye’de Gümrük Müşavirliği yapanlara en çok sorulan soru: “Yurt dışından nasıl araç getirebiliriz?” sorusudur.Konu hakkında da kulaktan dolma bilgiler mevcut olup, açıklık getirmek amacıyla ;yazılı kanunlar ne demek istiyor kimler hangi şartlarda bu işlemleri yapabilir, böyle bir ihtiyacın çıkış noktası nedir irdeleyelim.

Türkiye’de Uygulanan Vergiler ve Oranları;

Öncelikle genel tüketim vergileri tüm ülkelerde benzerlik göstermektedir. Fakat özel tüketim vergileri ve tanımı ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Özel tüketim vergisi dayanıklı tüketim malları gibi temel ihtiyaçlar olan beyaz eşyada da tahsil edilmekte, gazlı içecekler de gibi çok geniş ürün gruplarında tahsil edilmekte. ÖTV kanunun 4760 sayılıdır ve 4 temel listeye dayanmaktadır. I (A) I (B) petrol yağları ve yakıtları, II sayılı liste her türlü araçları, III (A) III (B) sayılı liste içecekler içkileri, IV sayılı listede hayvardan parfüme, kitap gazeteden radyoya saatlere kadar çok fazla ürün lüks olarak değerlendirilip ÖTV alınmakta.

OECD ülkeleri arasında ÖTV’nin oranı nitelikli olarak düşmektedir. %5 ile %10 arasında olan bu oranlar ülkemizde bir dönem %30’lara çıkmış olsa da 2020’de %25 2021’de akaryakıtta uygulanmaya başlanan Eşel-Mobil sistemi ile %18’lere gerilese de OECD ülkeleri arasında açık ara birinci durumdayız. Sadece araç ve mtv’leri kapsayan ÖTV’nin genel toplanan vergiler arasındaki oranı %35’lere ulaşmış durumda olduğunu görünce ne kadar ciddi oranlarda olduğunu anlamak daha kolay olacaktır.       

Konumuz olan yurt dışından araç getirme ihtiyacı ya da talebinin de çıkış noktası nedir? Tabi ki günümüzde temel bir ihtiyaç olan otomotiv üzerindeki dünya ve OECD ortalamasının çok üzerinde olan yüksek verilerdir. Özellikle de ÖTV ve hesaplama yönteminden kaynaklı yüksek oranlar söz konudur. Nedir bunlar?

Türkiye’de otomotiv üzerinde KDV oranları dünya ortalamasından çok farklı değil. Kimi ülkeler %3 ile %25 oranlarında değişen KDV vergisi alıp araç tescil adı altında da düşük meblağlarda vergi almaktadırlar. Buna ek çevreyi koruma amaçlı CO2 salınımını azaltmak için bir kısım vergiler almaktadırlar. Türkiye’de ise bir ölçüde makul olan KDV oranları ile iş bitmiyor. Birde yüksek oranlarda olan ÖTV var. ÖTV motor hacimlerine göre değişkenlik göstermek ile beraber %45 ile %220+ oranları arasında ÖTV, TRT bandrol payı (yeni düzenleme ile binde 4 olan bu pay iki katına çıkarılarak binde 8 e yükseltilmiştir) dahil olan araç fiyatı ile ortaya çıkan matraha +%18 KDV ekleyerek çok yüksek oranlara çıkmaktadır. Yaşanan yüksek enflasyon sonrasında değişen fiyatlardan dolayı artık %45 olan en düşük vergi oranına giren bir araç almak mümkün olamamaktadır. Buradaki akılları zorlayan kısımda örneğin ÖTV olarak alınan örneğin 2 milyon tl için her şeye ek 360.000 TL KDV daha ödenmesidir. Ödenen verginin de KDV si tahsil edilmektedir.

Örnek Hesaplama;

Bir örnek üzerinden göstermek gerekirse 50.000 Avro (910.625 Tl) fatura bedeli olan 2000 cc bir otomobil almak isteyen bir vatandaş için +%220 ÖTV 2.020.000 TL %18 KDV de 530.000 TL TRT bandrol payı 7.500 TL ile 2.557.500 TL vergi ödemek zorunda kalacaktır. (Hesap cetvelini merak edenler için ek olarak sunuyorum.) Bu oran Amerika’da %3 ile 1.500 avro (27.150 TL dir) Almanya’da 9.500 Avro ( 172.000 TL) dir.  Kıyas edilemeyecek kadar büyük farklar vardır. Örnek verdiğimiz bu iki ülke de büyük otomotiv üreticisi olan ülkelerdir. Türkiye’nin yerli otomobili TOGG ile pazara iddialı olarak girmeye hazırlandığı Elektrikli Otomotivlerde de yine %10 ile %60 arasında ÖTV bulunmaktadır.

Örnekte görüldüğü gibi bu yüksek vergi oranlarını vermeden bu otomobillere binmek isteyen çok fazla kişi var. Irak Sınırında yaşayan ve çalışan biri olarak her gün gördüğüm lüx Lexus, Toyoya, Range Rover, Chevrolet, Mercedes gibi 4.000-5.000-6.000 cc motorlu büyük araçlara 60-70 bin dolara binen Irak vatandaşlarını görünce; neden biz bu araçları almak istersek 7-8 milyon TL vermek zorunda kalıyoruz diye düşünmemek imkânsız. Benim gibi bunları görüp düşünmekten fazlasını yapanlar var veya yapmak isteyenler.

Özellikle yurt dışı bağlantıları olan, iş veya turistik amaçla yurt dışına çıkan ve arabalarla ilgisi olanlar yüksek vergi oranlarını aşmanın yollarını soruyor, merak ediyor. Çoğu kişide kulaktan dolma bilgiler ile gerekli yasal şartları taşımadan araçları Türkiye’ye getirip sonrasında ağır parasal cezalar ile karşı karşıya kalabiliyor.

Turistik Kolaylıklar ve Muafiyetlerde Durum:

16.08.2015’te yapılan değişiklik ile Turistik kolaylıklar çerçevesinde getirilen araçlara verilecek süre 360 günden 730 güne çıkarıldı. Bir önceki hali de 365 gün için 180 gündü. 730 gün 2 yıl bu tip bir işlem için yeteri kadar uzun bir süre. Tabi şartlarını sağlamak gerektiğini de bilmek gerekiyor. Öncelikle bu tip bir işlemden kimler yararlanabiliyor yani bu hak kimlere tanınıyor. Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik kişiler tabiri karşımıza çıkıyor. Bu ne demek; 1 yıl 365 gün içinde 185 günü yani 6 ay 5 günden fazla yurt dışında kalan kişiler bu tanıma uyuyor. Bunlar yabancı uyruklu kişiler olduğu gibi Türkiye vatandaşı da olabilir.

Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yaşayan ve emekli olanlara bir istisna var, emekliliğini Türkiye’de geçirecek olanlardan ise 185 gün şartı da aranmaz.

Diyelim ki size verilen 730 günü kullandınız aracınızla yurt dışına çıktınız ve tekrar Türkiye’ye gelmek istediniz. AB ülkelerinde ikamet ediyorsanız veya bu ülkelere ait bir vatandaşlığınız varsa geriye doğru 365 gün süre içinde 1 ay süre ile tekrar ülkeye girişinize izin verilebilir. Tekrar 730 gün verilmez.

Bu konuda çok fazla hatalı bilgi mevcut, çoğu kişi verilen süre sonunda herhangi bir sınır kapısında günü birlik giriş çıkış işlemi yapılması durumunda bu sürenin tekrar başlayacağı ,tekrardan 730 gün verileceği konusunda akıl veriyor. Bu doğru değil tekrardan bu haktan yararlanmak için yine 365 gün için 185 gününü yurt dışında fiili olarak geçirmek gerekiyor. Hem kişi hem de taşıt için bu geçerli. Parça parça değil aracın ve şahsın bir fiil 185 gün yurt dışında kalması gerektiği yönünde işlem tesis edilmekte sınır kapılarında. Hak hesabı yapılırken parça parça 365 gün içinde 185 günü esas alınması uygulaması var ise de 730 gün hakkını kullandıktan sonraki kullanımlar için tek parçada 185 günü isteyebilmektedir idareler. 

Peki, yurt dışından ülkeye araçla gelen herkese 730 gün verilmesi kesin mi? Oda kesinlik içermiyor. Örneğin yurt dışında yerleşik olan bir kişi 6 aylık bir eğitim programı için gelmiş olsun bu durumda aracı ile 6 ay kalmasına izin verilir. Ya da 1 yıllık bir iş anlaşması yapmış olsun ve bu süre sonunda kalma izni bitiyorsa aracına bu kadar kalma izni verilir, 90 ya da 180 günlük bir vize ile gelse vize süresince aracı ile kalmasına izin verilir.

Şartları İhlal Edilmesi Durumu:

Türkiye Gümrük Bölgesine tam muafiyet kapsamında giriş yapan araçlara belirlenen süreleri aştıklarında veya kullanıma dair şartları ihlal gibi rejim ihlali sayılan durumlarda nasıl bir ceza uygulanacağı hususu da şöyledir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu 238’e göre gümrük vergileri 4/1 i oranında ceza uygulanır. Bu oranlara araç mevcut ise ÖTV dahil edilmez ama araç yoksa yani çalınma parçalanma gibi suiistimal durumlarında araç mevcut değilse ÖTV de dahil edilerek hesaplanır.

Aracın değeri konusunda kasko değerinden, distribütörün belirlemiş fiyatlardan ya da gümrükçe oluşturulan içinde gümrük muayene memurunun da olduğu bir heyet marifetiyle belirlenir.

Araçsız Yurtdışına Çıkma Durumunda Taahhütname;

Sınır kapılarında girişte yabancı misafirlere araçlarının yurt içinde bırakmak ve uçakla ya da yaya olarak yurt dışına çıkmak zorunda kalabileceği bir durum ile karşı karşıya kaldıklarında araçlarını bir gümrük müdürlüğüne bırakmak ve bu süre boyunca araçlarının kullanılmayacağına dair bir taahhütname vermeleri konusunda bilgilendirilir. Buna rağmen birçok kişi bunu ihmal ettiğinde sonrasında çıkışta yüksek para cezaları ile karşı karşıya kalabiliyor. Yine gümrük müdürlükleri kasıt ve ihmal olmayan durumlarda insanları mağdur etmemek maksadıyla gümrük uzlaşma komisyonları yolu ile bu cezaların daha düşük oranlarda ödenmesi için imkân sağlamaktadır. 

Araç Temel Bir İhtiyaçtır:

Ülkemizde insanların araba alması arabaya ulaşmasının önündeki engellerin kaldırılması ve bu alanda kolaylıklar sağlanması gerekmektedir. 2020 istatistiklerine göre Türkiye’de 1.000 kişiye düşen otomobil oranı tüm Avrupa ülkelerinin açık ara en düşük oranı ile 157’dir. Karadağ, Romanya, Macaristan gibi ülkelerde bile bu bizim oranın 2-3 katı gibi 350-550 arası oranları görmek mümkün. İtalya (670) İzlanda (731) oranların çok uzağındayız. 

Konunun anlaşılması için yapmış olduğum açıklamaların dışında daha detaylı bilgi almak isteyenler, 4458 Sayılı Gümrük Kanunu, 15481 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, Geçici İthal edilen kara taşıtlara ilişkin gümrük genel tebliği seri no:1, ÖTV kanunu inceleyebilirler.14.09.2022

Rezan ACAR

Gümrük Müşaviri

Son Yüklenen Diğer Haberler