Türkiye’de Gümrük Müşavirliği yapanlara en çok sorulan soru: “Yurt dışından nasıl araç getirebiliriz?”
sorusudur.Konu hakkında da kulaktan dolma bilgiler mevcut olup, açıklık
getirmek amacıyla ;yazılı kanunlar ne demek istiyor kimler hangi şartlarda bu
işlemleri yapabilir, böyle bir ihtiyacın çıkış noktası nedir irdeleyelim.
Türkiye’de Uygulanan
Vergiler ve Oranları;
Öncelikle genel tüketim vergileri tüm ülkelerde benzerlik
göstermektedir. Fakat özel tüketim vergileri ve tanımı ülkeden ülkeye
değişiklik gösteriyor. Özel tüketim vergisi dayanıklı tüketim malları gibi
temel ihtiyaçlar olan beyaz eşyada da tahsil edilmekte, gazlı içecekler de gibi
çok geniş ürün gruplarında tahsil edilmekte. ÖTV kanunun 4760 sayılıdır ve 4
temel listeye dayanmaktadır. I (A) I (B) petrol yağları ve yakıtları, II sayılı
liste her türlü araçları, III (A) III (B) sayılı liste içecekler içkileri, IV
sayılı listede hayvardan parfüme, kitap gazeteden radyoya saatlere kadar çok
fazla ürün lüks olarak değerlendirilip ÖTV alınmakta.
OECD ülkeleri arasında ÖTV’nin oranı nitelikli olarak
düşmektedir. %5 ile %10 arasında olan bu oranlar ülkemizde bir dönem %30’lara
çıkmış olsa da 2020’de %25 2021’de akaryakıtta uygulanmaya başlanan Eşel-Mobil
sistemi ile %18’lere gerilese de OECD ülkeleri arasında açık ara birinci
durumdayız. Sadece araç ve mtv’leri kapsayan ÖTV’nin genel toplanan vergiler
arasındaki oranı %35’lere ulaşmış durumda olduğunu görünce ne kadar ciddi
oranlarda olduğunu anlamak daha kolay olacaktır.
Konumuz olan yurt dışından araç getirme ihtiyacı ya da
talebinin de çıkış noktası nedir? Tabi ki günümüzde temel bir ihtiyaç olan
otomotiv üzerindeki dünya ve OECD ortalamasının çok üzerinde olan yüksek
verilerdir. Özellikle de ÖTV ve hesaplama yönteminden kaynaklı yüksek oranlar
söz konudur. Nedir bunlar?
Türkiye’de otomotiv üzerinde KDV oranları dünya ortalamasından
çok farklı değil. Kimi ülkeler %3 ile %25 oranlarında değişen KDV vergisi alıp
araç tescil adı altında da düşük meblağlarda vergi almaktadırlar. Buna ek
çevreyi koruma amaçlı CO2 salınımını azaltmak için bir kısım vergiler almaktadırlar.
Türkiye’de ise bir ölçüde makul olan KDV oranları ile iş bitmiyor. Birde yüksek
oranlarda olan ÖTV var. ÖTV motor hacimlerine
göre değişkenlik göstermek ile beraber %45 ile %220+ oranları arasında ÖTV, TRT
bandrol payı (yeni düzenleme ile binde 4 olan bu pay iki katına çıkarılarak
binde 8 e yükseltilmiştir) dahil olan araç fiyatı ile ortaya çıkan matraha +%18
KDV ekleyerek çok yüksek oranlara çıkmaktadır. Yaşanan yüksek enflasyon
sonrasında değişen fiyatlardan dolayı artık %45 olan en düşük vergi oranına
giren bir araç almak mümkün olamamaktadır. Buradaki akılları zorlayan kısımda
örneğin ÖTV olarak alınan örneğin 2 milyon tl için her şeye ek 360.000 TL KDV
daha ödenmesidir. Ödenen verginin de KDV si tahsil edilmektedir.
Örnek Hesaplama;
Bir örnek üzerinden göstermek gerekirse 50.000 Avro (910.625
Tl) fatura bedeli olan 2000 cc bir otomobil almak isteyen bir vatandaş için
+%220 ÖTV 2.020.000 TL %18 KDV de 530.000 TL TRT bandrol payı 7.500 TL ile
2.557.500 TL vergi ödemek zorunda kalacaktır. (Hesap cetvelini merak edenler
için ek olarak sunuyorum.) Bu oran Amerika’da %3 ile 1.500 avro (27.150 TL dir)
Almanya’da 9.500 Avro ( 172.000 TL) dir.
Kıyas edilemeyecek kadar büyük farklar vardır. Örnek verdiğimiz bu iki ülke
de büyük otomotiv üreticisi olan ülkelerdir. Türkiye’nin yerli otomobili TOGG
ile pazara iddialı olarak girmeye hazırlandığı Elektrikli Otomotivlerde de yine
%10 ile %60 arasında ÖTV bulunmaktadır.
Örnekte görüldüğü gibi bu yüksek vergi oranlarını vermeden bu
otomobillere binmek isteyen çok fazla kişi var. Irak Sınırında yaşayan ve
çalışan biri olarak her gün gördüğüm lüx Lexus, Toyoya, Range Rover, Chevrolet,
Mercedes gibi 4.000-5.000-6.000 cc motorlu büyük araçlara 60-70 bin dolara
binen Irak vatandaşlarını görünce; neden biz bu araçları almak istersek 7-8
milyon TL vermek zorunda kalıyoruz diye düşünmemek imkânsız. Benim gibi bunları
görüp düşünmekten fazlasını yapanlar var veya yapmak isteyenler.
Özellikle yurt dışı bağlantıları olan, iş veya turistik
amaçla yurt dışına çıkan ve arabalarla ilgisi olanlar yüksek vergi oranlarını
aşmanın yollarını soruyor, merak ediyor. Çoğu kişide kulaktan dolma bilgiler
ile gerekli yasal şartları taşımadan araçları Türkiye’ye getirip sonrasında
ağır parasal cezalar ile karşı karşıya kalabiliyor.
Turistik Kolaylıklar ve
Muafiyetlerde Durum:
16.08.2015’te yapılan değişiklik ile Turistik kolaylıklar
çerçevesinde getirilen araçlara verilecek süre 360 günden 730 güne çıkarıldı. Bir
önceki hali de 365 gün için 180 gündü. 730 gün 2 yıl bu tip bir işlem için
yeteri kadar uzun bir süre. Tabi şartlarını sağlamak gerektiğini de bilmek
gerekiyor. Öncelikle bu tip bir işlemden kimler yararlanabiliyor yani bu hak
kimlere tanınıyor. Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik kişiler tabiri
karşımıza çıkıyor. Bu ne demek; 1 yıl 365 gün içinde 185 günü yani 6 ay 5
günden fazla yurt dışında kalan kişiler bu tanıma uyuyor. Bunlar yabancı
uyruklu kişiler olduğu gibi Türkiye vatandaşı da olabilir.
Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yaşayan ve emekli olanlara bir
istisna var, emekliliğini Türkiye’de geçirecek olanlardan ise 185 gün şartı da
aranmaz.
Diyelim ki size verilen 730 günü kullandınız aracınızla yurt
dışına çıktınız ve tekrar Türkiye’ye gelmek istediniz. AB ülkelerinde ikamet
ediyorsanız veya bu ülkelere ait bir vatandaşlığınız varsa geriye doğru 365 gün
süre içinde 1 ay süre ile tekrar ülkeye girişinize izin verilebilir. Tekrar 730
gün verilmez.
Bu konuda çok fazla hatalı bilgi mevcut, çoğu kişi verilen
süre sonunda herhangi bir sınır kapısında günü birlik giriş çıkış işlemi
yapılması durumunda bu sürenin tekrar başlayacağı ,tekrardan 730 gün verileceği
konusunda akıl veriyor. Bu doğru değil tekrardan bu haktan yararlanmak için
yine 365 gün için 185 gününü yurt dışında fiili olarak geçirmek gerekiyor. Hem
kişi hem de taşıt için bu geçerli. Parça parça değil aracın ve şahsın bir fiil
185 gün yurt dışında kalması gerektiği yönünde işlem tesis edilmekte sınır
kapılarında. Hak hesabı yapılırken parça parça 365 gün içinde 185 günü esas
alınması uygulaması var ise de 730 gün hakkını kullandıktan sonraki kullanımlar
için tek parçada 185 günü isteyebilmektedir idareler.
Peki, yurt dışından ülkeye araçla gelen herkese 730 gün verilmesi
kesin mi? Oda kesinlik içermiyor. Örneğin yurt dışında yerleşik olan bir kişi 6
aylık bir eğitim programı için gelmiş olsun bu durumda aracı ile 6 ay kalmasına
izin verilir. Ya da 1 yıllık bir iş anlaşması yapmış olsun ve bu süre sonunda
kalma izni bitiyorsa aracına bu kadar kalma izni verilir, 90 ya da 180 günlük
bir vize ile gelse vize süresince aracı ile kalmasına izin verilir.
Şartları İhlal Edilmesi Durumu:
Türkiye Gümrük Bölgesine tam muafiyet kapsamında giriş yapan
araçlara belirlenen süreleri aştıklarında veya kullanıma dair şartları ihlal
gibi rejim ihlali sayılan durumlarda
nasıl bir ceza uygulanacağı hususu da şöyledir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu 238’e
göre gümrük vergileri 4/1 i oranında ceza uygulanır. Bu oranlara araç mevcut
ise ÖTV dahil edilmez ama araç yoksa yani çalınma parçalanma gibi suiistimal
durumlarında araç mevcut değilse ÖTV de dahil edilerek hesaplanır.
Aracın değeri konusunda kasko değerinden, distribütörün
belirlemiş fiyatlardan ya da gümrükçe oluşturulan içinde gümrük muayene
memurunun da olduğu bir heyet marifetiyle belirlenir.
Araçsız Yurtdışına
Çıkma Durumunda Taahhütname;
Sınır kapılarında girişte yabancı misafirlere araçlarının
yurt içinde bırakmak ve uçakla ya da yaya olarak yurt dışına çıkmak zorunda
kalabileceği bir durum ile karşı karşıya kaldıklarında araçlarını bir gümrük
müdürlüğüne bırakmak ve bu süre boyunca araçlarının kullanılmayacağına dair bir
taahhütname vermeleri konusunda bilgilendirilir. Buna rağmen birçok kişi bunu
ihmal ettiğinde sonrasında çıkışta yüksek para cezaları ile karşı karşıya
kalabiliyor. Yine gümrük müdürlükleri kasıt ve ihmal olmayan durumlarda
insanları mağdur etmemek maksadıyla gümrük uzlaşma komisyonları yolu ile bu
cezaların daha düşük oranlarda ödenmesi için imkân sağlamaktadır.
Araç Temel Bir
İhtiyaçtır:
Ülkemizde insanların araba alması arabaya ulaşmasının
önündeki engellerin kaldırılması ve bu alanda kolaylıklar sağlanması
gerekmektedir. 2020 istatistiklerine göre Türkiye’de 1.000 kişiye düşen
otomobil oranı tüm Avrupa ülkelerinin açık ara en düşük oranı ile 157’dir.
Karadağ, Romanya, Macaristan gibi ülkelerde bile bu bizim oranın 2-3 katı gibi
350-550 arası oranları görmek mümkün. İtalya (670) İzlanda (731) oranların çok
uzağındayız.
Konunun anlaşılması için yapmış olduğum açıklamaların dışında
daha detaylı bilgi almak isteyenler, 4458 Sayılı Gümrük Kanunu, 15481 Sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı, Geçici İthal edilen kara taşıtlara ilişkin gümrük genel
tebliği seri no:1, ÖTV kanunu inceleyebilirler.14.09.2022
Rezan ACAR
Gümrük
Müşaviri